Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergilerinin düzenlediği 14. Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ 2025), bu yıl da savunma teknolojileri odağında çarpıcı mesajlara sahne oldu. “Değişen Konseptler Işığında Savunma Teknolojilerinin Geleceği” başlıklı panel, sektörün yerli ve milli dönüşümünü, küresel rekabetin yeni dinamiklerini ve teknolojik stratejilerini masaya yatırdı.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Ulak Haberleşme A.Ş. Genel Müdürü Ruşen Kömürcü, savunma teknolojilerindeki dönüşümün yalnızca askeri stratejileri değil, aynı zamanda uluslararası güç dengelerini de yeniden şekillendirdiğine dikkat çekti. Yapay zeka, hipersonik silahlar, siber savunma sistemleri ve ileri haberleşme teknolojilerinin savunma sanayisinin merkezine yerleştiğini belirten Kömürcü, “Türkiye, 7.1 milyar dolarlık ihracat ve 182 ülkeye ulaşan teknoloji portföyüyle küresel oyunun kurucuları arasında yerini almaya başladı” dedi.
Savunma teknolojilerindeki dönüşüme katkı sağlıyor
Pasifik Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi M. Selman Dönmez, savunma alanındaki yatırımların sadece bir şirketin değil, doğrudan ülkenin geleceğine yapılan stratejik bir yatırım olduğunu vurguladı. “Güvenlik, artık sadece askeri değil; veri, enerji, ulaşım ve iletişim gibi birçok alanı kapsıyor. Bu alanlardaki yerli teknoloji varlığı, ulusal güvenliğin temelidir” diyen Dönmez, insansız sistemler, görüntü işleme yazılımları ve yapay zeka destekli çözümler üzerinde yoğunlaştıklarını ifade etti.
Dönmez ayrıca çip, motor ve pil gibi kritik bileşenlerde dışa bağımlılığın sürdüğüne değinirken, Pasifik Teknoloji olarak tüm alt sistemleri yerli kaynaklarla geliştirme hedefiyle yapılandıklarını ve sürdürülebilir bir tedarik zinciri için yerli üreticilerle iş birliklerini artırdıklarını söyledi.
Altınay Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Burak Mercan ise, Türkiye’nin son 20 yılda ortaya koyduğu stratejinin ürün ve teknolojiye dönüştüğünü, bu dönüşümün hem iç hem dış pazarda büyük talep yarattığını kaydetti. Mercan, “Dünyada Türkiye’nin savunma stratejisini örnek alan birçok ülke var. Bu başarı, yetişmiş insan gücü ve teknolojiyi doğru yönetebilme kabiliyetiyle mümkün oldu” dedi.
Dünyada jeopolitik kırılımlar söz konusu
SASAD Başkanı ve Kale Grubu Başkan Vekili Osman Okyay, caydırıcılık kavramının değiştiğine işaret etti: “Artık siber yetenekler, entegre kabiliyetler ve stratejik otonomi ön plana çıkıyor. Jeopolitik kırılmalar ülkeleri kendi savunma altyapılarını geliştirmeye zorlarken, Türkiye bu dönüşümde hızlı ve kararlı bir oyuncu olarak öne çıkıyor.”
ASELSAN CEO’su Ahmet Akyol ise, Türkiye’nin dünya savunma sanayisinde ilk 10 ülke arasında gösterilebilecek düzeyde olduğunu belirtti. Akyol, “Küresel güvenlik anlayışı değişiyor. Artık her ülke kendi güvenliğini kendisi sağlama ihtiyacında. ASELSAN olarak hava savunma sistemlerine 40 yıla yakın süredir yatırım yapıyoruz ve bu yıl daha fazla yerli alt sistemin envantere girmesini sağlayacağız” dedi.
UEZ 2025’in savunma paneli, Türkiye’nin savunma sanayisindeki yerlileşme vizyonunun, küresel rekabetin şekillendiği yeni güvenlik paradigmasında nasıl stratejik bir avantaja dönüştüğünü ortaya koydu. Savunma artık sadece bir silah meselesi değil; teknoloji, üretim ve insan kaynağı odaklı bütüncül bir kalkınma stratejisi.


