BMD Başkanı Sinan Öncel, hane halkının bütçesinde hazır giyim ve ayakkabıya çok fazla yer kalmadığını, bu nedenle satışların ancak yüksek indirimlerle canlandığını ve bunun enflasyonla mücadeleye de katkı sağladığını söyledi. Ağustos ayında yıllık TÜFE yüzde 32,95 seviyesinde gerçekleşirken, giyim ve ayakkabıda fiyat artışı yüzde 9,49’a gerileyerek tek haneye düştü. Ana harcama gruplarında giyim ve ayakkabı dışında yıllık TÜFE’nin yüzde 20’nin altına indiği başka bir kategori bulunmuyor.
2025’in ilk yarısında reel satışları daralan markalı perakende sektörü, yılın ikinci yarısında nakit akışını koruyabilmek için yoğun indirim kampanyalarına yöneldi. Ağustos ayında hazır giyim ve ayakkabı markalarının yaklaşık yarısı cirolarının yüzde 60’ından fazlasını indirimli satışlardan elde etti. Bu kampanyaların etkisiyle sektörde yıllık enflasyon uzun süreden sonra yüzde 9,49’a inmiş oldu.
Türkiye genelinde 510 markayı çatısı altında buluşturan Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) ağustos ayı anket sonuçlarını değerlendiren Başkan Sinan Öncel, temmuz ayına göre adet satışlarında ve ciroda artış yaşandığını belirtti. Öncel, nakit akışını korumak isteyen markaların düzenlediği indirimlerin tüketici açısından da önemli bir fırsat sunduğunu vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Perakendeci maliyet artışı ile fiyat baskısı arasında sıkışıyor”
“Temmuzla kıyasladığımızda, ağustosta her üç markadan ikisinin satış adetlerinde ve cirolarında artış görüyoruz. Bu artışın temel nedeni yoğun indirim kampanyaları. Giyim ve ayakkabı markalarımızın yüzde 65’i ağustos cirolarının en az yüzde 40’ını, yüzde 44’ü ise yüzde 60’tan fazlasını indirimli satışlardan sağladı. Hatta cirosunun yüzde 80’inden fazlasını indirimlerden elde eden markaların oranı yüzde 23’e ulaştı. Merkez Bankası verileri de bu tabloyu doğruluyor. Giyim ve ayakkabıda temmuzda 110,2 milyar lira olan kartlı harcama ağustosta 131,1 milyara, işlem adedi ise 64,5 milyondan 75,1 milyona çıktı. Yemekte de temmuzda 114,9 milyar lira olan kartlı harcama 149,1 milyar liraya, işlem adedi 220,1 milyondan 274,5 milyona yükseldi. Ancak burada kârlılık tamamen ikinci plana itilmiş durumda. Nitekim üyelerimizin yüzde 72’si yıllık ciro artışlarının TÜFE’nin altında kaldığını belirtiyor. Bu da perakendecinin maliyet baskısıyla fiyat baskısı arasında sıkıştığını ortaya koyuyor.”
“Maliyet artışı kırılganlığı büyütüyor”
Öncel, alım gücü zayıflayan tüketicinin gıda ve eğitim gibi zorunlu ihtiyaçları dışında harcamalarını kısmak zorunda kaldığını dile getirdi. Şöyle devam etti:
“BMD üyelerimizin yaklaşık yarısı giyim ve ayakkabı markalarından oluşuyor. Ancak fiyatların Avrupa’dan bile yüksek olması, yabancıya satışları son iki yılda yarı yarıya düşürdü. Bu nedenle satışların tek hareket noktası yüksek indirimler oluyor. Bu durum enflasyonun gerilemesine katkı sağlasa da maliyetlerdeki aşırı artış sektörde ciddi kırılganlık yaratıyor. Ağustosta yıllık TÜFE yüzde 32,95 iken giyim ve ayakkabıda artış yüzde 9,49’a indi. Giyim ve ayakkabı hariç hiçbir ana harcama grubunda enflasyon tek hanelere düşmedi, hatta yüzde 20’nin altını gören bir kategori bile yok. Buna karşın kira, hammadde ve işçilik başta olmak üzere yüksek maliyet baskısı sürüyor. Markalı perakendenin yeniden dengeli bir yapıya kavuşabilmesi için özellikle Borçlar Kanunu’nda mülk sahibine verilen ‘sebepsiz fesih’ hakkının kaldırılması, hammadde ve ara mal ithalatında uygulanan ek vergiler ve referans fiyat uygulamasının sona erdirilmesi gibi düzenlemelere acilen ihtiyaç var.”




