Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), dünyanın en prestijli mobilya organizasyonları arasında gösterilen Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’nın (IIFF) 2025 temasını “sürdürülebilirlik” olarak açıkladı. Federasyon, bu kapsamda sektörün yeşil dönüşüm yolculuğunu hızlandırmayı amaçlayan “Mobilya Sektöründeki Firmalar Üzerine Yeşil Ekonomi Endeksi Oluşturulması ve Ölçülmesi Raporu”nu da kamuoyuyla paylaştı.
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, sürdürülebilirlik vizyonunu uluslararası ölçekte görünür kılmak istediklerini belirterek, her yıl 150’den fazla ülkeden satın almacının ziyaret ettiği IIFF’nin temasını bu nedenle sürdürülebilirlik olarak seçtiklerini vurguladı. Güleç, mobilya sektörünün dönüşüm sürecini hızlandırmak adına ulusal dijital ürün pasaportu pilotunun hayata geçirilmesi, KOBİ’lere karbon ve su ayak izi yönetimi için destek paketleri oluşturulması, mobilya geri kazanım merkezinin kurulması, yeşil yatırımlara yönelik teşviklerin güçlendirilmesi ve sektörel emisyon ticaret sistemi entegrasyonunun başlatılması gerektiğini ifade etti.
MOSFED’in, İktisadi Araştırmalar Vakfı (İAV) ile yürüttüğü çalışma kapsamında sektörde faaliyet gösteren firmalardan enerji verimliliği, su ve atık yönetimi, karbon ayak izi azaltımı, sürdürülebilir hammadde kullanımı, geri dönüşüm uygulamaları ve yeşil tedarik zinciri gibi alanlarda kapsamlı veriler toplandı. Bir yıl süren çalışmanın sonucu olarak mobilya sektöründe sürdürülebilirlik kapasitesini ölçen ilk Yeşil Ekonomi Endeksi oluşturuldu. Endeks; “Kurumsal Çevresel Yönetim”, “Yeşil Ürünlerin Ekonomik Katkısı”, “Yeşil Üretim ve Tedarik Uyum Kapasitesi”, “Uluslararası Standartlara Uyum” ve “Döngüsel Ekonomi Uygulamaları” olmak üzere beş ana başlık altında şekillendi.
MOSFED Başkanı Güleç, çalışmanın sektör adına dönüm noktası niteliğinde olduğunu belirterek, “Mobilya sektörü doğayla iç içe bir yapıya sahip. Dolayısıyla üretim süreçlerinden tedarik zincirine kadar her adımın çevreye duyarlı şekilde yönetilmesi artık bir tercih değil, zorunluluk. Hazırladığımız bu endeks hem sektörün mevcut durumunu gösteriyor hem de AB Yeşil Mutabakatı’na uyumda yol haritası niteliği taşıyor” dedi.
Hazırlanan Yeşil Ekonomi Endeksi, Türkiye mobilya sanayisinin sürdürülebilirlik performansını bütüncül biçimde değerlendiren ilk çalışma olma özelliğini taşıyor. Analizler, sektörün yeşil dönüşümde “gelişmekte olan–erken aşama” seviyesinde bulunduğunu ortaya koyuyor. Endeksin ilerleyen yıllarda sektörün rekabetçiliğini artırması, ihracat gücüne katkı sunması ve markaların uluslararası çevresel standartlara uyum süreçlerini hızlandırması bekleniyor.
Güleç: Sektörümüzde güçlü bir farkındalık var
Yeşil Ekonomi Endeksi raporunun çıktılarına değinen Güleç, “Sonuçlara baktığımızda sektörümüzde güçlü bir farkındalık var ancak firmalar uygulama desteğine ihtiyaç duyuyor. Bu noktada bilgi eksikliği, maliyet baskısı ve finansmana erişim güçlüğü uygulamayı sınırlıyor. Özellikle büyük ve orta ölçekli firmalar önde ancak KOBİ’lerde belirgin bir kapasite açığı var. Sektörümüzün en güçlü alanı ise döngüsel ekonomi; geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenileme uygulamaları ciddi bir potansiyel taşıyor” dedi.
Yol haritası ve öneriler
Raporda politika yapıcılar, sektör temsilcileri ve firmalar özelinde kısa-orta ve uzun vadede yol haritası mahiyetinde düzenlemelere de yer verildiğinin altını çizen Güleç, “Politikacılara önerilerimiz arasında; ulusal mobilya dijital ürün pasaportu pilotunun başlatılması, KOBİ’ler için karbon su muhasebesi destek paketinin oluşturulması, mobilya geri kazanım merkezi kurulması, yeşil yatırımlarda kredi ve teşviklerin güçlendirilmesi, sektörel emisyon ticaret sistemi entegrasyonunun başlatılması gibi başlıklar yer alıyor. Sektör temsilcileri özelinde kimyasal yönetimi ve düşük VOC geçişine yönelik rehber hazırlanması ile karbon ve döngüsel ekonomi ölçümlerinin yapılabileceği bir sektörel veri platformunun kurulması, ‘Yeşil Dönüşüm Akademisi’nin hayata geçirilmesi ve markalar arası iade–onarım platformunun oluşturulması önem arz ediyor. Firmalar, özellikle de KOBİ’ler açısından baktığımızda; enerji yoğun hatlar için yıllık karbon azaltım planlarının hazırlanması, tedarik şartnamelerinde düşük VOC ve geri dönüştürülebilir ambalaj kullanımının zorunlu hale getirilmesi ve modülerlik ile onarılabilirlik gibi hızlı eko-tasarım adımlarının uygulanması büyük fayda sağlayacaktır. Yeni ürünlerin en az yüzde 80’i için dijital ürün pasaportu veri setinin oluşturulmasını, atık geri dönüşüm oranının yüzde 60’ın üzerine çıkarılmasını ve firmaların yıllık sürdürülebilirlik performans karnesi yayımlamasını öneriyoruz” dedi.
Sektör sürdürülebilirlik konusunda emin adımlarla ilerliyor
Endeks sektörün sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir başlangıç eşiğini geçtiğini de ortaya koydu. Ankete göre firmaların önemli bir bölümü geri dönüşüm, yeniden kullanım ve katı atık yönetimi uygulamaları konusunda harekete geçmiş durumda. Sektör karbon ayak izi hesaplama, su yönetimi, eko etiketli ürün kullanımı ve bu uygulamaları raporlama konusunda sınırlı bir gelişme gösterirken; yeşil tedarik zinciri yönetimi ve döngüsel ekonomi uygulamaları, sektörün önümüzdeki dönemde ivme kazanmayı hedeflediği alanlar arasında öne çıkıyor.


