İleri mühendislik çözümleriyle yalnızca yaşam kalitesini artırmakla kalmayıp doğayı koruyan adımlar da atan İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, 30 yılı aşkın süredir benimsediği sürdürülebilirlik stratejisiyle sektörüne yön vermeye devam ediyor. Ürün geliştirmeden lojistik süreçlerine, üretimden depolamaya kadar her aşamada çevresel etkileri azaltmayı temel ilke haline getiren marka, bu yaklaşımıyla Birleşmiş Milletler’in 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) da somut katkılar sağlıyor.

2024 yılında elektrik tüketiminin yüzde 65’ini yeşil elektrik kaynaklarından sağlayarak önemli bir dönüm noktasına ulaşan Geberit, Ecodesign ilkesi doğrultusunda geliştirdiği ürünlerle binalardaki su tüketimini sistematik biçimde azaltıyor. Sürdürülebilirliği yalnızca bir çevre politikası değil, kurumsal kültürün temel yapı taşı olarak gören Geberit, uzun ömürlü ürün tasarımı, su tasarruf teknolojileri, çevre dostu ambalajlama, bilinçli kaynak kullanımı ve karbon ayak izini düşüren lojistik operasyonlarıyla kapsamlı bir dönüşüm modeli sunuyor.

Geberit Grubu’nun sürdürülebilirlik politikası, Birleşmiş Milletler’in 2030 hedefleriyle tam uyum gösteriyor. Marka; kapsayıcı ve adil kaliteli eğitime erişim, güvenli içme suyu ve sanitasyon hakkı, sürdürülebilir şehirler ve toplulukların inşası ile iklim değişikliğiyle mücadele gibi başlıkları öncelikli alanlar olarak tanımlıyor. Sürdürülebilirliğe yön veren uygulamalarıyla örnek bir kurumsal sorumluluk sergileyen Geberit, çevreye duyarlı büyümenin mümkün olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Geberit 2015’ten bu yana eko verimliliği yüzde 62,6 iyileştirdi

Boyner, Türk tasarımının gücünü +90 Design ile gösteriyor
Boyner, Türk tasarımının gücünü +90 Design ile gösteriyor
İçeriği Görüntüle

2015 yılından bu yana mutlak çevresel etkiyi yüzde 47,8 oranında azaltırken eko verimliliği de yüzde 62,6 oranında iyileştiren Geberit, yıllık ortalama yüzde 10,3'lük iyileşmeye ulaşıyor. Bu sayede uzun vadeli hedefi olan yılda ortalama yüzde 5'lik iyileştirme hedefinin üzerine çıkıyor. CO₂ stratejisi kapsamında ise orta vadeli hedefi, kur ayarlı net satışlara kıyasla her yıl %5 oranında CO₂ azaltımı gerçekleştirmek olan Geberit, 2015 yılına kıyasla 2035 yılına kadar göreceli karbon emisyonlarını yüzde 80 oranında azaltmayı amaçlarken 2015’ten beri karbondioksit yoğunluğunda sağladığı yüzde 63,2 iyileşme ile süreci istikrarla yönetiyor

Eco-design prensibi ile enerji ve suyun verimli kullanımı her yıl iyileşiyor

Enerjinin doğru ve verimli kullanımı adına önlemler alan Geberit, satın alınan tüm elektrik hacminin yüzde 65’ine sertifikalı yeşil elektrik tedariki ile ulaşıyor. Değerli bir kaynak olan suyun ekonomik ve dikkatli kullanımı da Geberit’in temel odak alanlarından biri konumunda yer alıyor. Hem üretimde hem de ürün kullanım aşamasında su tüketimini azaltmaya yönelik önlemler alan marka, buna üretim süreçlerinde ve laboratuvarlarda suyun yeniden kullanımını da dahil ediyor. Sürdürülebilirlik perspektifini Eco-design prensibine bağlı kalarak ürün ve tasarımlarına yansıtan Geberit, bu bağlamda, 2007 yılından bu yana Ar-Ge sürecinde ekolojik tasarım ilkelerine uygun hareket ederek her yeni ürünü ekolojik açıdan bir öncekinden daha iyi hale getirecek üretim stratejileri geliştiriyor. 1952’den bu yana yıkama sistemlerinin su tüketiminde kişi başına günde 70 litreden 14 litreye yaşanan yaklaşık yüzde 80 oranındaki azalma, bunun net kanıtı niteliğindedir.