Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde gerçekleşen bu stratejik organizasyon, sektördeki son gelişmeleri, teknolojik yenilikleri ve çevreci uygulamaları ele almak üzere düzenlendi.
Etkinlikte, iş güvenliği, çevresel sürdürülebilirlik, düşük emisyon teknolojileri ve temiz kömür çözümleri gibi konular masaya yatırılırken, kamu yöneticilerinden özel sektör temsilcilerine, yatırımcılardan akademisyenlere kadar geniş bir katılımcı profili dikkat çekti.
“Beşinci yılına giren, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde düzenlenen bu uluslararası organizasyon, ülkelerin kendi kaynaklarını temiz teknolojiler aracılığıyla çevreye duyarlı ve sürdürülebilir şekilde kullanmalarını odağına alıyor.” şeklinde konuşan Güner, Türkiye’nin yerli kömür potansiyelini daha verimli ve çevreci bir biçimde değerlendirmesinin altını çizerken, zirvede teknoloji transferinin stratejik bir rol oynadığını vurgulayarak, “Etkinliğimizin temel amacı, dünya genelinde gelişen yeni nesil düşük karbon ve düşük emisyon teknolojilerini takip ederek Türkiye’ye transfer edilmesini sağlamak. Aynı zamanda bu teknolojilerin yerli kaynaklarla, özellikle de yerli kömürle nasıl entegre edilebileceğine dair çözüm yolları sunmak.” ifadelerini kullandı.
Zirvenin çok paydaşlı yapısının önemine dikkat çeken Güner, bu platformun yalnızca bir fikir alışverişi değil, aynı zamanda somut iş birlikleri ve yatırım bağlantıları açısından da büyük kazanımlar sağladığını dile getirdi:
“Bu organizasyon, politika yapıcıların, yatırımcıların, teknoloji sağlayıcılarının ve sektörel aracılar olan broker’ların bir araya geldiği çok paydaşlı bir platform. Zirve kapsamında hem fikir alışverişi yapılıyor hem de somut teknoloji transferleri gerçekleşiyor.”
Fuara yönelik ilginin yüksek olduğunu belirten Güner, özellikle kömür üreticilerine tedarik sağlayan firmaların katılımının dikkat çekici düzeyde olduğunu ifade ederek, “Ziyaretçilerden aldığımız geri bildirimler oldukça olumlu; firmalar hem kendilerini tanıtmaktan hem de yeni iş birlikleri kurmaktan memnun kalıyor. Bu yıl yaşanan İstanbul depremi katılımı kısmen etkilese de, kurulan ilişkiler açısından verimli bir süreç yaşandığını söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
Sözlerinin sonunda gelecek yıllara dair vizyonunu da paylaşan Sevda Güner, Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltma hedefiyle teknolojiye ve yerli kaynaklara odaklanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı: “Dünya, özellikle Trump’ın son açıklamalarıyla birlikte yeni bir enerji ve iklim politikası eksenine kayıyor. Bu bağlamda, küresel iklim tartışmaları ile birlikte teknolojinin önemi daha da artıyor. Ancak bana göre, en büyük güç ülkelerin kendi kaynaklarıdır. Artık devletler dışa bağımlılığı azaltarak, kendi enerji kaynaklarını maksimum verimle değerlendirme yoluna gidecekler. Türkiye de, bugün %75 oranında dışa bağımlı olan enerji yapısını yeniden gözden geçirerek, yerli kaynaklarını daha etkin kullanma yolunda ilerlemeli. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde daha güçlü teknolojik yatırımlarla, daha geniş katılımlı bir organizasyona ev sahipliği yapacağımıza inanıyorum.”
Zirve ve fuar boyunca gerçekleştirilen oturumlarda, enerji üretiminde verimlilikten karbon yakalama teknolojilerine, yeşil dönüşüm hedeflerinden çevresel regülasyonlara kadar pek çok başlık sektör uzmanları tarafından ele alınıyor.


