TURYİD: “Gönüllü Bahşiş Sistemi Kurulmadan Servis Ücreti Tartışılamaz”
TURYİD: “Gönüllü Bahşiş Sistemi Kurulmadan Servis Ücreti Tartışılamaz”
İçeriği Görüntüle

İstanbul, 6.2 büyüklüğündeki şiddetli bir depremle sarsıldı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, depremin merkez üssü Silivri açıkları olarak belirlendi. Sarsıntı, kentin birçok noktasında yoğun şekilde hissedilirken vatandaşlar büyük panik yaşadı ve sokaklara döküldü. İlk belirlemelere göre can ya da mal kaybına ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.

Depremden önce, yine Silivri açıklarında saat 12.00 sularında 4.0 büyüklüğünde bir öncü deprem kaydedildi. Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu sarsıntının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "12 sularında Silivri açıklarında 4,0 deprem oldu. Deprem Kumburgaz Fay zonunda. Bu fay kilitli bir fay, enerji biriktiriyor. Zaman zaman da küçük depremler yapıyor. Yeri anlamlı, dikkatli olmak lazım. Kumburgaz Fayı yükleniyor" ifadelerini kullandı.

6.2'lik depremin ardından gazeteci Candaş Tolga Işık’a konuşan Prof. Dr. Görür, bu kez çok daha sert bir uyarıda bulundu. “Bu deprem öyle oldu, bitti, geçti denecek bir deprem değil. Türkiye, asla değişmemesi gereken gündemini tekrar hatırladı. Büyük deprem geliyorum diyor. Yetkilileri İstanbul ile ilgili bir kez daha uyarıyorum. Kaybedecek zamanımız yok, kalmadı” dedi.

Uzmanlar, Marmara Denizi içerisindeki Kumburgaz Fayı'nın, İstanbul için en riskli segmentlerden biri olduğuna dikkat çekiyor. Son depremlerin bu fay hattındaki stres birikimini gösterdiği belirtilirken, büyük İstanbul depreminin giderek yaklaştığına dair uyarılar yineleniyor.

Görür'ün sözleri, afet yönetimi, bina dayanıklılığı, erken uyarı sistemleri ve kamu bilgilendirme mekanizmalarının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kamuoyunun dikkatini çeken bu gelişmeler sonrası gözler, İstanbul’un olası büyük depreme karşı alacağı önlemlere çevrildi. Depremin etkileri ve gelişmelerle ilgili bilgiler geldikçe kamuoyuyla paylaşılmaya devam edecek.