Türkiye, yılda yaklaşık 650 bin ton paslanmaz çelik tüketiyor ancak entegre bir üretim tesisinin bulunmaması nedeniyle ortaya çıkan hurdalar yurtdışına gönderiliyor. Yıllık 115 milyon dolarlık paslanmaz çelik hurdası ihraç edilirken, bu hurdalar işlendikten sonra 285 milyon dolara yeniden ithal ediliyor.

Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, paslanmaz çelik geri dönüşümünün Türkiye için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Topuz, devlet desteğiyle kurulacak entegre bir fabrikanın hem geri dönüşümde ülkeye büyük kazanç sağlayacağını hem de iç pazarın tüm paslanmaz çelik ihtiyacını yerli üretimle karşılayabileceğini belirtti.

Paslanmaz çelikte üretim olmamasına rağmen yıllardır yüzde 12 ek vergi ödediklerini ifade eden Topuz, bu durumun fiyatları yükselttiğini ve ithalatı artırdığını söyledi. Türkiye’de üretici olarak görünen tek firmanın ürünü kalın olarak ithal edip burada incelttiğini, bu yolla yılda 50–60 milyon dolar kâr ettiğini dile getiren Topuz, “Üretim olmayan bir mal için uygulanan bu haksız vergiler kaldırılmalı” dedi.

Türk bilim insanlarından Nature Communications’da ses getiren buluş
Türk bilim insanlarından Nature Communications’da ses getiren buluş
İçeriği Görüntüle

“Sadece paslanmazı geri dönüştüremiyoruz”
Topuz, Türkiye’de camdan gümüşe, plastikten altına kadar pek çok ham maddenin geri dönüştürülebildiğini ancak paslanmaz çelikte bunun mümkün olmadığını vurguladı. “Türkiye’de paslanmaz çelik fabrikası olmadığı için hurdasını da işleyemiyoruz. Hurdalar yurtdışına gidiyor, işlenmiş olarak geri geliyor” dedi.

Değerli hurdalar dışarı gidiyor
Türkiye’de yılda 100 bin ton paslanmaz çelik hurdasının ortaya çıktığını belirten Topuz, “115 milyon dolara sattığımız hurdaları, 285 milyon dolara geri almak zorunda kalıyoruz. Oysa entegre bir paslanmaz çelik fabrikası kurulsa bu para Türkiye’de kalır. Alüminyum ve bakır gibi metallerin hurdasını yurtdışından getirip işlerken, kendi paslanmazımızı dışarı göndermek büyük kayıp” diye konuştu.

Türkiye'nin ürününün Türkiye'de kalması için çözümün burada bir entegre paslanmaz çelik fabrikası kurulması olduğunu vurgulayan Topuz, ancak bu yatırımın yüksek maliyeti nedeniyle tek firma tarafından yapılacak bir şey olmadığını ve devlet tarafından da desteklenmesi gerektiğini belirtti. Kurulacak fabrikanın en az 1 milyon ton kapasiteli olması gerektiğini aktaran Topuz, bu yatırımın Türkiye için son derece stratejik olduğunu ve bu konudaki görüşlerini her platformda yetkililere anlattıklarını belirtti. Topuz, kurulacak fabrikanın hem Türkiye'nin tüm iç pazar ihtiyacını karşılayacağının, ürünlere erişimi kolaylaştıracağının ve aynı zamanda yeni bir ihracat potansiyeli yaratacağının da altını çizdi.

İhracat gücünü koruyor ama Çin’den gelen ithalat çok hızlı artıyor

Endüstriyel mutfak sektöründe ihracatın geçtiğimiz yılla benzer bir şekilde ilerlediğini ifade eden Topuz, yedi ayın sonunda 3 milyar dolarlık bir rakama ulaştıklarını belirtti. Yılı da 5,7 milyar dolar civarında kapatmayı beklediklerini anlatan Topuz, "Endüstriyel mutfak sektörü her zaman ihracatı en güçlü sektörlerin başında geliyor. Toplamda 100'den fazla ülkeye ihracatımız var. Ancak karlılıkta tüm sektörlerde olduğu gibi bizde de ciddi bir düşüş yaşanıyor. Karlılığın ortalama yarı yarıya düştüğünü söyleyebiliriz. Ekonomideki tüm zorlu şartlara rağmen sektörde yatırımların devam ettiğinin de altını çizmek isterim. Şu an bizim bildiğimiz beş tane ciddi yatırım var ve bunlar istihdama da önemli katkı sağlayacak. Ama tabi tüm bu yatırımlar öz sermaye ile yapılıyor. Mevcut faiz oranları ile kredi kullanıp yeni yatırım yapmak çok zor." dedi.

Son dönemde özellikle ev tipi mutfak ürünlerinde Çin'den yapılan ithalatta büyük artışlar olduğuna dikkat çeken Topuz, geçtiğimiz yıl sadece Çin'den ithalatın 1 milyar dolar arttığını belirtti. Bunun en büyük sebebinin paslanmaz çeliğe gelen ek vergiler ve anti damping dedikoduları olduğunu kaydeden Topuz, "Büyük firmalara iş yapan birçok tedarikçi işini kaybetti. Firmalar burada üretim yaptırmak yerine fiyatlar çok daha ucuz kaldığı için dönüp Çin'den ithalat yapmaya başladılar. Geçtiğimiz sene başlayan bu ithalat artışının maalesef bu sene de devam ettiğini görüyoruz. Her geçen gün sanayideki ithalatçılık eğilimi artıyor. Bu eğilimi sanayimiz için önemli bir tehlike olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.