Türkiye'nin Tahıl ve Gıda İhracatı Hız Kesmiyor: İlk 4 Ayda 4,2 Milyar Dolar
Türkiye’nin temel gıda ürünlerinde ihracat başarısı 2025’in ilk dört ayında da ivmesini korudu. Buğday unu, makarna, ayçiçek yağı, bisküvi ve çikolatalı ürünler gibi temel kalemleri içeren hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörünün ihracatı, Ocak-Nisan döneminde 4,2 milyar dolara ulaştı. Miktar bazında yüzde 5 artışla 4,3 milyon tona yükselen ihracat, bitkisel ürünler grubundaki payını da yüzde 50,8’e taşıdı.
En fazla ihraç edilen ürün grubu, 401,1 milyon dolarlık değeriyle çikolata ve kakao içeren mamuller olurken, onu 366 milyon dolarla ayçiçek yağı takip etti. Ülke bazında bakıldığında, 647,6 milyon dolarlık ihracatla zirvede yer alan Irak pazarında yüzde 12,7’lik bir daralma gözlenirken, ABD’ye yapılan ihracat yüzde 26,4 artarak 266,5 milyon dolara yükseldi. Bu iki ülkenin ardından Suriye, Cezayir ve Suudi Arabistan en fazla ihracat yapılan pazarlar arasında yer aldı.
Tiryakioğlu: “Kaliteli üretimle öne çıkıyoruz”
Sektörün ihracat performansını değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Türkiye’nin bu başarısının temelinde ürün kalitesinin ve güçlü üretim altyapısının yattığını vurguladı. Küresel ölçekte gıda ticaretinde yavaşlama yaşandığını belirten Tiryakioğlu, “Çin gibi büyük alıcılarda talep azalırken, Brezilya’nın mısır ve Rusya’nın arpa arzlarındaki düşüş, dünya ticaretini etkiliyor. Ancak Türkiye, ucuz bir ülke olarak görülmemesine rağmen ürün kalitesi sayesinde öne çıkıyor” dedi.
Mart ayında kaldırılan buğday ithalat yasağının, değirmencilik ürünleri ihracatını daha da artıracağını ifade eden Tiryakioğlu, sektörün sürdürülebilir büyüme potansiyeline dikkat çekti. “Sektörel PMI raporlarında, yılın ikinci çeyreğinde birçok sektörde siparişlerde düşüş olmasına rağmen, genişleme eğiliminde kalan tek sektör gıda ürünleri oldu. İstihdamın arttığı nadir alanlardan biri olarak, iç piyasada arz güvenliği sağlarken enflasyonla mücadeleye de katkı sunuyoruz” diye konuştu.
“Hububat üretimi tarımsal gelir üzerindeki baskıyı azaltır”
Don kaynaklı kayıpların özellikle meyve üretim alanlarında yoğunlaştığına, stratejik ürünler arasında yer alan hububat, bakliyat ve yağlı tohumların ise büyük ölçüde etkilenmediğine dikkat çeken Tiryakioğlu, sektörün genel tarımsal hasıla içindeki konumuna işaret ederek şunları söyledi:
“Tarımsal faaliyetleri etkileyen son don olayı, ağırlıklı olarak meyve üretim alanlarında ciddi rekolte kayıplarına yol açarken; temel gıda açısından stratejik öneme sahip hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar bu olumsuzluktan büyük ölçüde etkilenmemiştir. Ana besin kaynağını oluşturan bu ürünlerde arz dengesinin korunması hem iç pazar istikrarı hem de ihracat temposunun sürmesi açısından önemli bir etki yaratmıştır. Özellikle buğday, arpa ve mercimek gibi ürünlerde üretimin geçmiş yıllar ortalamasına yakın seyredecek olması, sektörün hava koşullarına karşı sahip olduğu üretim esnekliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Tarımsal hasılada en büyük paya sahip olan bu ürün grubunun sınırlı etkilenmesi, genel tarımsal gelir üzerindeki baskıyı azaltıcı bir unsur olmuştur. Mevsimsel risklerin daha az etkilediği bu yapısal özellik, sektörün enflasyonla mücadeledeki dengeleyici rolünü net bir biçimde göstermiştir. Ayrıca, küresel pazarda yaşanan arz daralmalarına rağmen Türkiye’nin ihracatta ivme kazanmasının, ürün kalitesi kadar sürdürülebilir üretim altyapısına dayandığını da unutmamak gerekir.