Tüyap Fuarcılık Grubu tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen ve edebiyat dünyasının en köklü buluşmaları arasında yer alan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 42. kez kapılarını açtı. Yüzlerce yayınevi, binlerce yazar ve on binlerce okuru bir araya getiren fuar, bu yıl da kültür ve yayıncılık dünyasının en önemli buluşma noktalarından biri olmayı sürdürüyor.

Fuar kapsamında mikrofonlarımıza konuşan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, 42. kez düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’nın taşıdığı anlamın altını çizerek, “42’ncisinin düzenleniyor olması İstanbul Kitap Fuarı’nı çok daha anlamlı kılıyor. 42 yıldır bu fuar yalnızca bir kitap fuarı değil; aynı zamanda bir kültür şenliği, bir kültür şöleni, adeta bir karnaval” dedi.

Türkiye yayıncılık sektörü her yıl on binlerce yeni eseri okurla buluşturuyor

Türkiye’de yayıncılık sektörünün ulaştığı büyüklüğe dikkat çeken Kocatürk, her yıl yayımlanan kitap sayısına ilişkin önemli veriler paylaştı. Kocatürk, “Türkiye’de yılda yaklaşık 92 bin yeni kitap yayımlanıyor. Her yıl 90 binin üzerinde yeni eser okurla buluşuyor. Bugün yayıncılık sektöründe 400 binin üzerinde aktif kitap bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Bu zengin külliyatın okurla birebir temas edebildiği en özel alanlardan birinin kitap fuarları olduğuna vurgu yapan Kocatürk, “Bu kadar geniş bir külliyatı bir arada görmek, kitaplara dokunabilmek, yazarlarla birebir buluşmak ve söyleşilere katılmak kitap fuarlarını çok özel kılıyor. İstanbul Kitap Fuarı bu yönüyle yalnızca bir fuar değil, aynı zamanda bir demokrasi şöleni” dedi.

İstanbul Kitap Fuarı Avrupa’da en çok okurun ziyaret ettiği fuar

Fuarın çok sesli yapısına dikkat çeken Kocatürk, farklı düşüncelerden yayıncı ve yazarların bir araya geldiğini belirterek, “Farklı düşüncelerden yayıncıların ve yazarların bir araya geldiği, imza günleri ve etkinliklerle zenginleşen bu yapı, İstanbul Kitap Fuarı’nı dünyanın sayılı fuarlarından biri haline getiriyor. Nitekim Avrupa’da en çok okur ziyaret eden kitap fuarı olma özelliğini taşıyor” diye konuştu.

İstanbul Kitap Fuarı’nın İstanbullular için ayrı bir anlam taşıdığını ifade eden Kocatürk, fuar atmosferini şu sözlerle anlattı: “İstanbul Kitap Fuarı, tüm İstanbulluların heyecanla beklediği; yayıncıların yeni kitaplarını bayram havasında sunduğu, yazarların okurlarıyla buluştuğu çok özel bir buluşma noktası.”

Dijitalleşmenin hız kazandığı bir dönemde basılı kitabın hâlâ güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğünü vurgulayan Kocatürk, “Dijitalleşmenin hızla arttığı bir dönemde, basılı kitabın hâlâ gücünü koruduğunu ve okurların kitaplara sahip çıktığını görmek, kitap fuarlarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor” dedi.

Okuma kültürünün yaygınlaşmasında kamu kurumlarının rolü kritik

TTI İzmir’de Belediye Başkanları Ortak Vizyonu Tartıştı
TTI İzmir’de Belediye Başkanları Ortak Vizyonu Tartıştı
İçeriği Görüntüle

Artan maliyetlerin ve dijitalleşmenin okuma alışkanlıklarını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Kocatürk, okuma kültürünün yaygınlaştırılmasında kamu kurumlarının rolüne vurgu yaptı. Kocatürk, “Bu noktada okuma kültürünü yaygınlaştırmak adına özellikle kamu kuruluşlarından beklentilerimiz büyük. Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınıf kitaplıkları ve okul kütüphaneleri kurarak çocukların herhangi bir bedel ödemeden kitaplara ulaşmasını sağlaması son derece önemli” ifadelerini kullandı.

Okuma alışkanlığının temelinin özgür seçimden geçtiğini belirten Kocatürk, “Öğretmenlerin ve öğrencilerin okuyacakları kitapları özgürce seçebilmeleri, kalıcı bir okuma alışkanlığının en önemli adımıdır” dedi.

Halk kütüphaneleri okuma kültürünün temel taşları

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı halk kütüphanelerinin önemine de değinen Kocatürk, “Bugün Türkiye genelinde yaklaşık 1300 halk kütüphanesi bulunuyor. Bu kütüphaneler sayesinde vatandaşlar ücretsiz olarak kitaplara erişebiliyor. Bu çalışmaların artarak devam etmesi büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda ailelere önemli bir çağrıda bulunan Kocatürk, okuma alışkanlığının çok erken yaşlarda kazanılması gerektiğine dikkat çekti. Kocatürk, “Ancak en temel sorumluluk ailelere düşüyor. Özellikle 0–3 yaş arasındaki çocuklara resimli kitaplar alınmalı ve ebeveynler çocuklarıyla birlikte kitap okumalı. Böylece çocukların ekran bağımlılığı yerine hayal dünyalarını geliştiren bir okuma kültürüyle büyümeleri sağlanabilir. Bu nedenle okuma alışkanlığının kazandırılmasında anne ve babaların rolünün altını bir kez daha çizmekte fayda var” dedi.