TİM Başkanı Mustafa Gültepe: İhracatta Rekor Artış, Ancak Kârlılık ve İş Gücü Sorunları Derinleşiyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya'da düzenlenen TİM Delegeler Çalıştayı ve Ekim 2024 ihracat rakamları açıklama toplantısında gerçekleştirdiğimiz özel röportajda ihracat sektöründeki güncel durumu ve geleceğe yönelik beklentilerini değerlendirdik. Ekim ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3.6 artışla 23.6 milyar dolar oldu. Böylece Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı gerçekleşmiş oldu. Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22.8 milyar dolardı.

İki yüz altmış dört milyar dolar yıl sonu hedefiniz var; ihracatın sorunları devam ediyor. Ne söylersiniz, 2025’e sayılı günler kaldı?

"Şimdi aslında rakamlar güzel. Son dört beş aydaki ortalama yüzde üçün üzerinde bir artış var. Yıllık toplamda dokuz ayda. Ama her ay farklı bir sektör rakama imza atıyor. İşte iki ay önce mücevherat sektörü, geçen ay otomotiv sektörü, gene bu ay otomotiv sektörü gibi. Bu başarıları tabana yaymak lazım. Sadece bu ayın farklılığı şu: Yirmi yedi sektörün on dokuzu artı yazdı. Normalde yarı yarıya; kimisi artı yazıyordu, kimisi eksi yazıyordu. Ama yüzde üç, üç buçuk eğer hedeflemiş olduğumuz ekonomik büyüklük ve ihracat hacmi için yeterli değil. En az yüzde onun üzerinde olmalı."

"Şimdi tabii rakamlar, cirolar, özellikle firmaların yaşadığı sorunları ortaya koymada çok sinyal vermez. Firmaların şu an en büyük problemi kârlılık. Özellikle emek yoğun sektörlerde büyük bir sorun var. Fiyat vermede, geleceğe yönelik fiyatlamada sıkıntılar var çünkü döviz öngörüsü zor. Döviz artışı yüzde on beş, enflasyon yüzde otuz altı. Aradaki fark çok büyük. Önümüzde iki ay daha var ve kredilerin yüksek faizi özellikle firmalar için büyük zarar yazdırıyor."

"Bir yılda yüzde otuz yedi faiz ödeyen bir firma, sermaye yapısı düşükse, kâr etme şansı yok. Sistem nakdi fazla olanlara yarıyor; faiz gelirlerinden genel giderlerini tolere eden firmalar biraz daha avantajlı. Bu durum firmalar için büyük bir sıkıntı oluşturuyor. Üretimde büyük bir artış yok, kapasite kullanım oranları yüzde yetmiş beş civarında. En büyük problem nakit ve kârlılık yönetimi. Bence 2025’in ilk çeyreğinde kurumlar vergisi açıklandığında bu durum daha da netleşecek."

İstihdam konusunda bir kayıp var. Tekstil ve hazır giyim sektöründe ciddi bir iş gücü eksikliği yaşandığı söyleniyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Doğru, hazır giyim ve tekstil sektöründe toplamda iki yüz binin üzerinde bir iş gücü kaybı var. Ama işler artsa bile almak isteseniz işçi bulamıyorsunuz. Birçok sektörde dışarıdan iş gücü ithal etme planları var. Özellikle hizmet sektörü büyüdü; insanlar bu alana kayıyor. Üretim tarafında çalışmak istemeyenler hizmet sektörüne yöneliyor. Ayrıca EYT sebebiyle işten ayrılan, yerine yenisi gelemeyen bir iş gücü kaybı da var."

Yurt dışından iş gücü getirme hedefleri var mı?

"Evet, yavaş yavaş hayata geçirilmeye başlandı. Bakanlıkla da bu konuda birlikte çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Özellikle emek yoğun sektörlerde bu ihtiyaç hissediliyor. Depremden etkilenen Malatya'da bile işçi bulmak zor. Çeşitli ülkelerden iş gücü getirmek üzerinde duruluyor."

Hedef ülkeler konusunda belirli bir çalışma var mı?

"Her ülkenin karakterine göre iş gücü getirilebilir. Pakistan’dan genelde hayvancılık sektörüne yatkın işçiler geliyor. Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerden ise daha çok hizmet sektörüne yönelik iş gücü geliyor. Her ülkenin çalışma karakteri farklı, bunları iyi analiz etmek gerekiyor."

Profesyonel işçi mi arıyorsunuz? Yani Suriyelilerle yaşanan göç sistemine benzer bir süreç mi olacak?

"Doğru yetişmiş veya yetiştirilebilecek iş gücü istiyoruz. Her sektör için bu gerekliliği yerine getirmeye çalışıyoruz."

Bu bir iş dünyası önerisi mi yoksa hükümetin de bu konuda çalışmaları var mı?

"Evet, bir hareketlilik var. Yavaş yavaş sektör temsilcileri bu ihtiyacı anlatıyor. Hatta bazı başkanlar yurt dışından işçi getirerek lojman sağlıyorlar, aksi takdirde üretimi durdurmak zorunda kalacaklardı."

İşsizlik yüzde 10’un üzerinde, ancak işçi bulmakta zorlanıyoruz. Bu bir çelişki değil mi?

Doğu Karadeniz’den Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine 11 Ayda 32,9 milyon dolarlık ihracat Doğu Karadeniz’den Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerine 11 Ayda 32,9 milyon dolarlık ihracat

"En büyük problem iş beğenmeme. Gençler artık daha farklı işlerde çalışmak istiyor. Pandemi sonrası uzaktan çalışmanın popülerleşmesi de iş gücü tercihlerinde değişikliklere neden oldu."

Faiz indirimi konusundaki düşünceniz nedir?

"Bence artık bu sürecin yavaşlatılması gerekiyor. Aksi takdirde enflasyonu düzelteceğiz derken sanayi gücümüzü kaybedebiliriz. İki bin yirmi beş başlamadan önce ufak bir faiz indirimi yapılabilir diye düşünüyorum."

Asgari ücret görüşmeleri de yakında başlayacak. Buradaki beklentiniz nedir?

"Sadece asgari ücreti belirlemek değil, para ve ekonomik politikaları da içeren bir denge kurulması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin rekabetçilik gücünü koruyabilecek bir rakam ortaya konmalı. Fiyat artışlarıyla mücadele etmeliyiz, aksi takdirde rekabet gücümüzü kaybediyoruz."

Sonuç olarak, TİM Başkanı Mustafa Gültepe'nin değerlendirmeleri, ihracattaki rekor artışlara rağmen sektörün derinleşen yapısal sorunlarını gözler önüne seriyor. Özellikle kârlılık, yüksek faizler ve iş gücü eksikliği gibi konular, firmaların büyüme ve rekabet gücünü zorluyor. Gültepe'nin dikkat çektiği gibi, döviz kuru ile enflasyon arasındaki dengesizlik firmalar için fiyatlama süreçlerini karmaşık hale getirirken, sermaye yapısı güçlü olmayan işletmeler ayakta kalma mücadelesi veriyor. İş gücü kaybının telafisi için yurt dışından işçi getirme gibi çözümler gündeme gelirken, bu sürecin stratejik bir planlama ile desteklenmesi gerektiği görülüyor.

Gültepe’nin, faiz indirimi konusunda 2025 yılı öncesinde dengeli bir yaklaşımla atılacak adımların sektör için faydalı olabileceğine dair mesajları, ekonomik kararların dikkatle ele alınması gerektiğini vurguluyor. Bu görüşme, ihracatın sürdürülebilir rekabetçi yapısını koruyabilmek adına kamu ve özel sektörün stratejik bir uyum içinde hareket etmesinin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Editör: İbrahim GÜNEŞ