Deri sektörünün en önemli uluslararası buluşmalarından biri olan TDK Leather & Fur Fashion Show, Antalya’da kapılarını açtı. Etkinlik bu yıl 18 ülkeden gelen yaklaşık 800 yabancı alıcıyı ağırlayarak güçlü bir ticaret hacmine işaret ediyor. Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Sarıgül, fuarın yıl geneline yayılan siparişlerle birlikte 100 milyon dolara yakın bir ekonomik katkı sağlayacağını belirterek Türkiye’nin deri üretimindeki liderliğine dikkat çekti. Sarıgül, “Model çeşitliliği, kalite standardı ve üretim kapasitesine bakıldığında Türkiye’nin üzerinde üretim yapan bir ülke yok. Dünyada kaliteli deri ürün satmak isteyen markalar için Türk malı artık vazgeçilmez bir konumda. Bugün her 100 deri ceket kullanıcısından en az 5’inin tercihi Türk ürünleri.” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Deri ve Deri Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı ve İDMİB Başkanı Güven Karaca ise küresel markalaşmanın artık Asya merkezli geliştiğini belirterek, Türkiye’nin bu süreçte kritik bir köprü ülke haline geldiğini söyledi. Karaca, “Deri sektöründe yüksek katma değer için markalaşma kaçınılmaz. Türkiye, üretim gücüyle ve stil anlayışıyla avantajlı konumda. Markalı satışlarla küresel pazarda daha güçlü bir rol üstleneceğiz.” diye konuştu.
Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği tarafından 8–11 Aralık tarihlerinde Antalya Belek’te düzenlenen Fashion Show, hem katılımcı hem de ziyaretçi sayısıyla sektörün en verimli ticari platformu olarak öne çıkıyor. Bu yıl 18 ülkeden gelen 800 yabancı alıcıya ek olarak Türk firmalarıyla birlikte binin üzerinde profesyonel sektör temsilcisi fuarda bir araya geliyor.
Fuara ilişkin değerlendirmelerinde, etkinliğin sektör için "stratejik bir nefes" olduğunu söyleyen TDKD Başkanı Sarıgül, Türkiye’nin deri konfeksiyonunda uzun yıllardır yön veren ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. Sarıgül, “Avrupa’dan Orta Asya’ya, doğu Avrupa’dan Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyadan gelen alıcılarla buluşuyoruz. Bugün deri konfeksiyonunda bu kadar yüksek verim sağlayan başka bir organizasyon yok. Sektör ihracatımızın ciddi bir bölümü bu fuar üzerinden şekilleniyor. Tasarım çeşitliliğimiz ve üretim hızımız dünyada örneği az görülür bir seviyede.” ifadelerini kullandı.
TÜRK DERİSİNİN KALİTE İDDİASI GÜÇLENİYOR
Fuarın geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %10 daha fazla ilgi gördüğünü aktaran Sarıgül, yabancı alıcıların Türkiye’ye olan güveninin her geçen yıl arttığını belirtti. Sarıgül, “Türkiye’de buldukları model zenginliğini dünyanın hiçbir yerinde bulamıyorlar. Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerle maliyet açısından yarışmıyoruz. Bunun yerine yenilikçi tasarım gücümüz, kalite standardımız ve hızlı teslim avantajımızla öne çıkıyoruz. Dünyada kaliteli deri ürün satan her markanın rafında mutlaka bir Türk üreticisinin imzası vardır. Bu fuar da Türkiye’nin küresel deri trendlerine yön veren ülke konumunu pekiştiriyor.” dedi.
5600 YENİ MODEL SEKTÖRÜN TRENDLERİNİ BELİRLİYOR
Sarıgül, fuarın Türkiye deri sektörünü sürekli dinamik tutan en güçlü ticaret alanı olduğunu belirterek ürün çeşitliliğinin dünyada eşi benzeri olmadığını ifade etti. TDK Leather & Fur Fashion Show’da yer alan 56 firmanın her biri en az 100 yeni modelle katılım sağlıyor. Bu da fuarda 5600 yeni tasarımın yer aldığı anlamına geliyor. Sarıgül, “Bu modellerin yaklaşık yüzde 80’i tamamen birbirinden farklı. Böyle bir çeşitliliği ve yenilik hızını dünya çapında başka bir fuarda görmek mümkün değil. Yeni materyaller, özgün efektler, trend renkler ve deriyi farklı materyallerle birleştiren yaratıcı tasarımlar bu fuarın kimliğini oluşturuyor.” diyerek etkinliğin sektörel önemini özetledi.
“DÜNYADA HER 100 DERİ CEKET KULLANANDAN BEŞİ TÜRK DERİ CEKETİ GİYİYOR”
Türk deri konfeksiyon sektörünün dünya pazarındaki konumuna da vurgu yapan Sarıgül, Türkiye’nin kalite standardına başka ülkelerin ulaşamadığını söyledi. Sarıgül, şöyle devam etti:
"Bugün dünyada kaliteli deri ürün satmak isteyen markalar için Türk malı olmazsa olmaz. Şu anda üretilen ürünlerin seviyesi 20 yıl önce hayal bile edilemezdi. Artık biz başkalarını örnek almıyoruz; dünya bizi takip ediyor, taklit etmek istiyor ama edemiyor. Yenilikçi gücümüz, hızlı teslimatımız, manevra kabiliyetimizin yüksekliği ve her şeye uyum sağlayabilme yeteneğimiz en önemli özelliklerimiz arasında. Bir de artık biz burada ufak butikçi dediğimiz müşteriye de hitap edebiliyoruz. Yurt dışının sağlayamadığı imkanları, bu çok ucuz ülkelerin sağlayamadığı düşük adetleri, hepsini temin edebiliyoruz. Kalite olarak zaten onlarla kıyaslanmamız ve onların bizim seviyemize gelmesi mümkün değil. Biz gerçek anlamda sahada büyük oyuncuyuz."
Türkiye'nin deri de dahil olmak üzere markalaşmayı bir türlü beceremediğini kaydeden Sarıgül, "Ancak tekstilde olsun, deride olsun, ayakkabı da olsun çok iyi üreticiyiz. Deri denince akla dünyada Türk derisi geliyor. Dünyada her 100 deri ceket kullanandan beşi Türk deri ceketi giyiyor. Bunları Türk üreticileri, Türkiye'de üretiyor." diye konuştu.
'SAVAŞ BİTERSE TALEBE YETİŞEMEYEBİLİRİZ'
Sektörün 2026 beklentilerine de değinen Sarıgül, son yıllarda Rusya-Ukrayna savaşının etkilediği pazarların büyük ölçüde Avrupa ve Amerika ile telafi edildiğini, savaşın sona ermesi durumunda sektörün ciddi ivme kazanacağını söyledi. Sarıgül, "Ukrayna ve Rusya bizim için çok önemli pazarlar. Avrupa ve ABD’de de ciddi müşteri portföyü oluşturduk. Bu pazarlar birleşirse 2026’da talebe yetişemeyebiliriz.” dedi.
Bununla birlikte global ekonomik daralmanın tüm sektörleri olduğu gibi deriyi de etkilediğini ifade eden Sarıgül, çözümün yine yenilikten ve esnek üretim kabiliyetinden geçtiğinin altını çizdi.
YAN GİDERLERDEKİ ARTIŞ SEKTÖRÜ ZORLUYOR
Sarıgül, sektörün en büyük sorununun ise yan giderlerdeki artış olduğuna dikkat çekerek, "Ham maddede çok büyük bir artış olmasa da enerji, işçilik ve kimyasal maliyetlerindeki artış ciddi baskı yaratıyor. Kur artışı bu yan giderlerdeki artışın altında kaldığı ve biz de yurtdışında fiyatlarımıza döviz bazında zam yapamadığımız için bu tarafta biraz zorlanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
DERİ KONFEKSİYONDAKİ İHRACAT TÜRKİYE ORTALAMASININ 133 KATI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Deri ve Deri Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca da fuarın Türk deri sektörünün “nefes alma noktası” olduğunu vurgulayarak, sektörün Amerika ve Avrupa’ya yönelişini, iç pazardaki artan ilgiyi ve 2026 beklentilerini paylaştı.
2024 yılında deri ve deri mamulleri ihracatı 1 milyar 527 milyon dolarla yüzde 12,9 düşüşle kapanırken, deri konfeksiyon sektörünün 193 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini belirten Karaca, "Geçen yıl kilogram başına 133 dolarlık bir değere ulaştık. Neredeyse Türkiye ortalamasının 133 katı fazlasına satıyoruz. 2025’in ilk 11 ayında ise bu rakam 146 dolara yükseldi. Türkiye artık çok satarak değil, katma değerli ürün satarak büyüyecek. Deri kürk konfeksiyon sektörümüz bu anlamda en kıymetli alt sektörümüz.” dedi.
AMERİKA ÇOK ÖNEMLİ BİR PAZAR HALİNE GELDİ
Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle daralan pazarın ardından Amerika'nın sektör için birinci pazar haline geldiğine işaret eden Karaca, 2025’in ilk 11 ayında ABD’ye yapılan ihracatın yüzde 41 artış gösterdiğine ve kilogram başına birim fiyatın 216 dolara ulaştığına dikkat çekti. Amerika'nın artık alternatif değil, hedef pazarları haline geldiğini kaydeden Karaca, tasarım temelli çalıştıklarını ve her ülkenin beklentisine göre koleksiyon hazırladıklarını ifade etti. Karaca, "Bu pazar artışını Amerika'da daha fazla alevlendirmek ve artışı körüklemek istiyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde bu artış devam edecek." dedi.
Karaca, 2026 için hedefin yalnızca belirli ülkeler değil, tüm dünya olduğunu vurgulayarak, "Artık hedef pazar değil, hedef dünya demek lazım. İlk hedefimiz e-ticaret. Tek tuşla tüm dünyaya ulaşabiliyoruz. Bunun yanında Avrupa Birliği ikinci büyük pazarımız olacak. Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi halinde bu pazarın da yeniden devreye girmesiyle ciddi bir ihracat artışı bekliyoruz.” dedi.
Antalya’da düzenlenen fuarın sektör için kritik bir rol oynadığını belirten Karaca, “Bu fuar butik gibi görünse de çok ciddi bir hacme sahip. 56 firmamız burada yer alıyor ve dünya pazarından yüzde 5 pay alıyor. Türkiye’de deri sektörünün başka bir fuar alternatifi yok. İhracatçımız için en önemli çıkış noktalarından birisi burası.” diye konuştu.
ÇOK ŞANSLI BİR DÖNEMDEYİZ
Türk deri konfeksiyonunun dünya liginde olduğunun altını çizen Karaca, şöyle devam etti:
“Bugün dünyanın her yerinde Türk deri ceketlerini görebilirsiniz. Türk deri ürünleri kalitesini kanıtladı ve en prestijli yerlerde satılıyor. Ancak katma değerli ürün satmak için markalaşma şart. Bu anlamda şansımızın giderek arttığını düşünüyoruz. Eskiden Avrupa ve Amerika marka çıkartırken, şimdi marka çıkarma Asya'ya doğru kaydı. Bakın arabalara, otomotiv sektörüne, moda sektörüne, tekne ve yat sektörüne... Hepsi Asya'ya doğru kaydı ve biz de tam köprü pozisyondayız, çok avantajlı pozisyondayız. Bundan sonra katma değeri artırıp dünya pazarında markalarımıza yer almaya devam etmeye başlayacağız. Çok şanslı bir dönemdeyiz. Bu durumu iyi değerlendirmemiz lazım."
