Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı bugün gerçekleştirildi. İstanbul’da düzenlenen toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptı. Gündemde, küresel rekabetçilik, Avrupa Birliği ile ilişkiler ve jeopolitik gelişmeler vardı.
Ömer Aras: “Avrupa’yla bağımızı güçlendirmeliyiz, hukuk devleti ve yapısal reformlarda kararlılık gerekiyor”
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras, konuşmasında Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması için hukuk devleti, şeffaflık ve yapısal reformların vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Aras, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini yeniden canlandırmasının önemine işaret ederek şunları söyledi: “Avrupa ile ekonomik ve siyasi bağlarımızı güçlendirmemiz, ülkemizin dış ticaretinde istikrar ve yatırım ortamında güven için kritik öneme sahip. Bu süreçte ekonomi politikalarında öngörülebilirlik, bağımsız kurumlar ve hukukun üstünlüğü temel ilkeler olmalı.”
Orhan Turan: “Yeni bir sanayi politikası, rekabetçiliğin temelidir”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise konuşmasında teknolojik dönüşüm, yeşil ekonomi ve genç nüfusun potansiyeline dikkat çekti. Türkiye’nin küresel rekabetçilikte yerini sağlamlaştırabilmesi için yeni nesil sanayi politikalarının şart olduğuna değinen Turan, şu ifadeleri kullandı: “Sanayimizi dijital, çevreci ve dirençli hale getirmek zorundayız. Katma değeri yüksek üretimi destekleyecek, yeşil dönüşüme uyumlu ve insan kaynağını merkeze alan yeni bir sanayi politikası en önemli önceliğimiz olmalı. AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi de bu çabanın ayrılmaz bir parçasıdır.”
Enrico Letta: “AB-Türkiye ilişkileri yeni bir stratejik perspektife oturmalı”
Toplantının ana oturumunda, “Rekabetçiliğin Yeni Küresel Dinamikleri, Avrupa Birliği ve Türkiye” başlığı ele alındı. IE Üniversitesi Siyaset, Ekonomi ve Küresel İlişkiler Fakültesi Dekanı ve Jacques Delors Enstitüsü Başkanı Enrico Letta, çevrimiçi bağlantıyla yaptığı konuşmada, Avrupa’nın ekonomik dönüşüm sürecinde Türkiye’nin öneminin altını çizdi: “Avrupa Birliği, stratejik özerklik hedeflerken Türkiye gibi dinamik ortaklarla daha derin iş birliğine yönelmeli. Yeşil dönüşüm, dijital altyapı ve enerji güvenliği gibi başlıklarda birlikte hareket etmek, her iki taraf için de büyük kazanımlar sağlar.”
Markus J. Beyrer: “AB sanayi politikası, Türkiye gibi yakın ortakları dışlamamalı” Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope Genel Direktörü Markus J. Beyrer de oturumda yaptığı değerlendirmede, Avrupa’daki sanayi politikalarının küresel değer zincirlerini daraltma riski taşıdığını söyledi: “Tedarik zincirlerinin dayanıklılığı, sadece iç kaynaklara değil yakın iş birliklerine bağlıdır. Türkiye, Avrupa için stratejik bir üretim ve inovasyon ortağıdır. AB sanayi politikaları bu gerçekliği göz ardı etmemeli.”
Oturum, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Can Yücaoğlu’nun başkanlığında gerçekleştirildi.
Jeopolitik Gelişmeler Panelinde Türkiye’nin dış politikası değerlendirildi
Toplantının ikinci bölümünde ise “Jeopolitik Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü gazeteci Afşin Yurdakul’un üstlendiği panelde konuşan Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evren Balta ve Büyükelçi (E) Selim Kuneralp, Türkiye’nin bölgesel konumunu, dış politika eğilimlerini ve jeopolitik riskleri masaya yatırdı.
Prof. Dr. Balta, Türkiye’nin jeopolitik kırılganlıklarına dikkat çekerken, Kuneralp ise çok taraflı diplomasinin önemine vurgu yaptı: Prof. Dr. Evren Balta: “Dış politikada öngörülebilirlik, ekonomiyle doğrudan bağlantılı. Türkiye’nin itibarını ve stratejik önemini artırmak için uluslararası normlara bağlılık göstermesi elzem.” Büyükelçi (E) Selim Kuneralp: “AB ile ilişkilerin tekrar rayına oturması, sadece ekonomik değil jeopolitik bir tercih olmalı. NATO ve AB ile iş birliğini güçlendirmek Türkiye’nin güvenlik stratejisini de destekler.”
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerinin yeniden stratejik çerçevede ele alınması, hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesi ve rekabetçiliğin artırılması gerektiğini açık biçimde ortaya koydu. Katılımcı konuşmalarında vurgulanan ana fikirler, Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma hedeflerinde yapısal reformların ve dış politika istikrarının temel belirleyici olacağı yönünde birleşti.