Türkiye ekonomisi, küresel ölçekte konumunu giderek güçlendirerek nominal milli gelirde dünyanın 16., satın alma gücü paritesinde ise Avrupa’nın 4. büyük ekonomisi konumuna yükseldi. Turkuvaz Medya’nın düzenlediği 5. Finansın Geleceği Zirvesi & 13. Para Sohbetleri Zirvesi, sektörün liderlerini ve karar vericilerini buluşturarak Türkiye’nin yeni ekonomik vizyonunu merkezine alan kapsamlı bir değerlendirme sundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, küresel ekonomik düzenin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin istikrarlı büyümesiyle ayrıştığını belirtti. 2025 sonunda milli gelirin 1,5 trilyon doları aşacağını ifade eden Yılmaz, Türkiye’nin satın alma gücü paritesine göre tarihinde ilk kez İtalya’yı geride bırakarak Avrupa’nın en büyük dördüncü ekonomisi konumuna yükseldiğini vurguladı. Bu gelişmenin Türkiye’nin kalkınma stratejileri açısından kritik bir eşik anlamına geldiğini söyledi.

Finans Sektöründe Dönüşüm: Sermaye Piyasaları, Bankacılık ve Dijital Finans
Zirvede Türkiye’nin finansal mimarisindeki dönüşüm ve dijitalleşme adımları detaylarıyla ele alındı. Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergün, son yıllarda borsanın işlem hacmi, yatırımcı sayısı ve teknolojik altyapısında kaydedilen büyük sıçramaya dikkat çekti. İşlem gören şirket sayısının beş yılda 200 artarak 600’e yaklaştığını, günlük işlem hacminin 25 milyar TL’den 200 milyar TL’ye çıktığını söyledi.
SPK Başkanı İbrahim Ömer Gül, sermaye piyasalarının derinleştiğini; halka arzların artması ve sürdürülebilir finansman araçlarının çeşitlenmesiyle yatırımcı tabanının güçlendiğini ifade etti. BDDK Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu ise bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısı, likidite düzeyi ve risk yönetimi sistemleriyle ekonominin omurgasını oluşturmaya devam ettiğini belirtti. 2025–2028 Stratejik Planı doğrultusunda siber güvenlik, veri yönetimi ve risk dayanıklılığının güçlendirileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, fintech ekosisteminin yapay zekâ, sürdürülebilir finans ve katılım finansı modelleriyle hızla geliştiğini ve Türkiye’nin bu alanda bölgesel bir merkez olma potansiyelini artırdığını vurguladı.
Değişen Küresel Ekonomide Türkiye'nin Avantajı
Cevdet Yılmaz, dünya ticaretinin küresel büyümeyi sürükleme rolünün zayıfladığı, korumacılığın arttığı yeni bir döneme geçildiğini söyledi. 2026 sonrasında dış koşulların Türkiye’nin büyümesini destekleyecek şekilde iyileşeceğini ifade etti. Türkiye’nin son 23 yılda dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı gösterdiğini ve kişi başına düşen gelirde Avrupa Birliği ortalamasına hızla yakınsadığını vurguladı.
Yılmaz, Türkiye’nin pandemi döneminde üretim kapasitesini koruyan nadir ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, bugün yakalanan ekonomik dayanıklılığın temelinin bu süreçte atıldığını söyledi. Türkiye’nin 2025 sonunda 1,5 trilyon doları aşacak milli gelirle tarihindeki en kritik eşiklerden birine ulaşacağını belirtti.
Turkuvaz Medya Marka ve Pazarlama Grup Başkanı Sinan Köksal ise finans sektörünün sürdürülebilirlik, risk yönetimi ve yatırım stratejileri açısından daha merkezi bir rol üstlendiğini, oluşturdukları platformların bu dönüşüme katkı sunmayı amaçladığını ifade etti.


