Ulusal Süt Konseyi tarafından düzenlenen Ulusal Süt Zirvesi, süt sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirerek sektörün güncel gelişmelerini, fırsatlarını ve geleceğe yönelik stratejilerini ele alan kapsamlı bir platform oluşturdu. 500’ü aşkın katılımcı, 40 konuşmacı ve 100'ün üzerinde firmanın yer aldığı zirve, “Yerel Güç, Küresel Vizyon” temasıyla başladı. Açılışta T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, T.C. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen ve Ulusal Süt Konseyi Başkanı Hamit Can, sektör adına kritik değerlendirmelerde bulundu.
T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, süt sektörünün kırsal kalkınma, sağlıklı beslenme ve gıda arz güvenliği açısından hayati rol oynadığını vurguladı. Zirvenin üreticiden ihracatçıya, akademiden kamuya geniş kapsamlı bir buluşma noktası sunduğunu belirten Ağar, Türkiye’nin mal ve hizmet ihracatında 391,8 milyar dolar seviyesine ulaşarak hedefini aştığını ifade etti. Bu güçlü performansla yıllık cari açığın Mayıs 2023’teki 55,9 milyar dolardan Eylül 2025 itibarıyla 20 milyar dolara gerilediğini söyledi. Tarım ürünleri ihracatının stratejik bir noktada bulunduğunu dile getiren Ağar, sektörün 2024 yılında 32,6 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşarak önemli bir başarı elde ettiğini aktardı.
Ağar, süt ve süt ürünleri ihracatının son iki yılda dikkat çeken bir büyüme grafiği çizdiğini de belirterek, 2023'te 266 milyon dolar olan ihracatın 2024’te 363 milyon dolara yükseldiğini, 2025 Ocak-Ekim döneminde ise 334 milyon dolar seviyesine ulaştığını söyledi. Süt tozu, tereyağı, peynir altı suyu ve yoğurt gibi ürünlerde değer bazında ciddi artışlar yaşandığını, ticaret heyetleri ve UR-GE projeleriyle Türk süt ürünlerinin dünya pazarlarında daha güçlü bir marka konumu kazandığını dile getirdi.
T.C. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen ise süt sektörünün yalnızca ekonomik bir alan değil, Türkiye’nin hayvancılık geleneğinin ve kırsal yaşamın sürdürülebilirliğinin önemli bir parçası olduğunu ifade etti. 2024-2028 Hayvancılık Yol Haritası kapsamında sözleşmeli üretim, üretim planlaması ve yeni destekleme modellerini hayata geçirdiklerini belirten Gümen, üç yıllık destekleme döneminin üretici açısından öngörülebilirliği artırdığını vurguladı. “Kırsalda bereket” ve “güçlü üretim” projeleriyle bölgesel üretim kapasitesinin iklim, su ve yem potansiyeli dikkate alınarak yeniden şekillendirildiğini söyledi. Kadın ve genç üreticilerin sektörde daha görünür hale gelmesi için destek mekanizmalarında pozitif ayrımcılık uyguladıklarını, kırsalda yeni bir dinamizm oluşturmayı hedeflediklerini belirtti.
Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Can da zirvenin temel amacının üreticiden tüketiciye uzanan değer zincirinin daha verimli, uyumlu ve sürdürülebilir şekilde işlemesini sağlamak olduğunu ifade etti. Artan maliyetler, iklim değişikliği ve uluslararası rekabet gibi zorluklara rağmen Türk süt sektörünün her dönemde koşullara uyum sağlama kapasitesine sahip olduğunu belirten Can, verimliliği artıran teknolojiler, kayıpları azaltan yöntemler ve kalite odaklı iş modellerinin geleceğin süt endüstrisi için kritik önem taşıdığına dikkat çekti. Zirveden çıkacak her türlü fikir ve önerinin doğrudan üreticinin işletmesine, sanayicinin fabrikasına ve tüketicinin sofrasına yansıyacak bir etki oluşturacağını dile getirdi.
Zirve kapsamında interaktif paneller, fuar alanları, uluslararası görüşmeler ve sosyal etkinliklerle sektör temsilcileri bir araya geliyor; yenilikçi uygulamalar, teknolojik gelişmeler ve sektörün geleceğini şekillendirecek stratejiler paylaşılmaya devam ediyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinden ve uluslararası platformlardan gelen katılımcılar, süt endüstrisinin gelecek vizyonunu şekillendirmek üzere bilgi ve deneyim alışverişinde bulunuyor.
Ulusal Süt Konseyi, Türkiye’de süt sektörünün sürdürülebilir gelişimini sağlamak, üretici, sanayici ve tüketici arasındaki dengeyi korumak ve sektörün küresel rekabette daha güçlü bir konuma ulaşmasını desteklemek amacıyla çalışmalar yürüten önemli bir yapı olarak faaliyetlerini sürdürüyor.




