EİB–EGEKOBİDER Eğitim İş Birliği Programı Başarıyla gerçekleştirildi
EİB–EGEKOBİDER Eğitim İş Birliği Programı Başarıyla gerçekleştirildi
İçeriği Görüntüle

Türkiye gayrimenkul sektörü, son yıllarda alışılmışın dışında bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Yüksek faiz oranları, artan inşaat maliyetleri ve yatırımcı alışkanlıklarındaki değişime rağmen konut piyasası, Türkiye ekonomisinin en güçlü ve en dayanıklı alanlarından biri olmayı sürdürüyor. 2025 yıl sonu itibarıyla Ocak–Aralık döneminde konut satışlarının yaklaşık 1,6 milyon adet seviyesinde tamamlanması bekleniyor. Bu rakam, sektörde yeni bir tarihî rekor ihtimalini de beraberinde getiriyor.

Bu süreçte öne çıkan başlık yalnızca satış hacmi değil; talebin karakterinin belirgin biçimde dönüşmüş olması. Geniş metrekareli ve yüksek bütçeli konutlara olan ilgi yerini, daha ulaşılabilir fiyatlı, yatırım geri dönüşü daha net ve likiditesi yüksek konut tiplerine bırakıyor. Büyükşehirlerin çevre bölgelerine yönelen nüfus hareketi, bu alanlarda artan kamu ve özel sektör yatırımları, hane halkı sayısındaki azalma ve yatırımcıların portföylerini daha temkinli yönetme isteği; 1+1 ve 2+1 gibi daha küçük metrekareli daireleri piyasanın merkezine taşıyor.

Sektördeki bu dönüşümü en net şekilde ortaya koyan değerlendirmelerden biri, NOVO Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aytuğ Dikbaşer’den geliyor. Dikbaşer, mevcut hareketliliğin geçici olmadığını vurgulayarak, bunun yapısal bir değişimin habercisi olduğuna dikkat çekiyor. Dikbaşer, “Önümüzdeki üç yıl Türkiye için konut yılı olacak. Bugün gelinen noktada konut fiyatları, olması gereken seviyelerin oldukça altında. Faizlerin aşağı yönlü hareketiyle birlikte ertelenmiş talep hızla devreye girecek. Bu dönemde öne çıkanlar, yüksek ölçekli risk alanlar değil; maliyetlerini doğru yöneten, talebi doğru okuyan ve güven veren projeler geliştiren şirketler olacak” değerlendirmesinde bulunuyor.

NOVO Şirketler Grubu, bu öngörü doğrultusunda konut üretimini yalnızca mevcut piyasa koşullarına göre değil, sektörün gideceği yönü dikkate alarak planlıyor. Şirketin temel stratejisi; inşaat maliyetlerinin Türkiye genelinde büyük ölçüde benzer seyrettiği gerçeğinden yola çıkarak, rekabet avantajını arsa maliyetinde ve doğru ürün kurgusunda yaratmak üzerine şekilleniyor. Uzun yıllar atıl kalmış, çoğunlukla yalnızca villa yapılabilir gözüyle bakılan ancak apartman tipi konut üretimine uygun arsalar üzerinde geliştirilen projeler sayesinde, daire başına düşen maliyetler aşağı çekiliyor. Bu yaklaşım, hem yatırımcılar hem de ilk kez konut sahibi olmak isteyenler için daha erişilebilir fiyatlı projelerin ortaya çıkmasını sağlıyor.

Bu stratejinin en somut örneklerinden biri, Çanakkale’nin Etili beldesinde hayata geçirilen NOVO Park 1 projesi oldu. Tamamı Kaz Dağları manzarasına sahip 1+1 dairelerden oluşan projede, sıfır faizli vade modeliyle kısa sürede yüksek satış oranlarına ulaşıldı. Bölgedeki sanayi yatırımları, ulaşım altyapısında yaşanan gelişmeler ve doğayla iç içe konum, yatırımcı ilgisini belirgin biçimde artıran unsurlar arasında yer aldı. Yalova ve Kocaeli’de konumlanan NOVO Park 2 ve NOVO Park 4 projelerinde ise yatay mimari anlayışı öne çıkarken; deprem güvenliği, düşük katlı yapı yaklaşımı ve İstanbul’a yakınlık, talebin temel belirleyicileri oldu. NOVO Şirketler Grubu’nun hâlihazırda üç farklı şehirde devam eden projelerinin teslimlerinin Haziran 2026 itibarıyla başlaması planlanıyor.

NOVO Şirketler Grubu’nun yatırım odağını genişlettiği bir diğer pazar ise Karadağ. Şirket, bu ülkede geliştirmeyi planladığı yeni projesi için ön talep toplarken; gayrimenkul yatırımını oturum izni ve serbest dolaşım avantajıyla birleştirerek artan talebe yanıt veriyor. Son beş yıllık dönemde yabancı yatırımcılar Karadağ’da toplam 1,5 milyar avroluk gayrimenkul alımı gerçekleştirdi. Yalnızca 2021 yılında 278 milyon avro olan yabancıların konut yatırımı, 2022’de yüzde 60 artışla 448 milyon avroya, 2023’te ise 463 milyon avroya yükseldi. 2025 yılının ilk çeyreğinde ise yabancı yatırım tutarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 113,5 milyon avroya ulaştı. Budva, Kotor ve Tivat gibi sahil şeridinde yer alan bölgelerde hem birincil konut hem de kısa dönem kiralama amaçlı yatırımlar, fiyatları yukarı yönlü baskılıyor.

Yabancı yatırımcı açısından Karadağ; Balkanlar’da AB mevzuatına uyumlu, euro bazlı, küçük ancak esnek bir piyasa olarak öne çıkıyor. Kur riskinin görece sınırlı olması, mülkiyet yapısının sadeliği ve hukuki entegrasyon sürecinin Avrupa Birliği ile paralel ilerlemesi, ülkeyi cazip kılan başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Uluslararası piyasa analizleri, Karadağ’ın olası AB üyeliği için 2028–2030 dönemine işaret ederken, bu sürecin hem yaşam maliyetlerini hem de gayrimenkul fiyatlarını bir üst seviyeye taşıyabileceği öngörülüyor. Son yıllarda ülkedeki en aktif yabancı alıcılar arasında Sırbistan, Türkiye, ABD, Rusya ve Almanya vatandaşları öne çıkıyor.

Konut satışlarında rekorların konuşulduğu, yatırımcı tercihlerinin yeniden şekillendiği bu dönemde NOVO Şirketler Grubu; Aytuğ Dikbaşer’in işaret ettiği önümüzdeki üç yıllık konut döngüsüne erken pozisyon alan şirketlerden biri olarak dikkat çekiyor. Erişilebilir fiyatlama anlayışı, doğru lokasyon seçimi ve yatırım odaklı ürün geliştirme yaklaşımıyla NOVO, yeni dönemin kazandıran projeleri arasında yer alma hedefini net bir biçimde ortaya koyuyor.