Türkiye’de hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün lokomotifi konumundaki İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), 2026 Nisan ayında yapılacak seçimlere hazırlanıyor. 24 bini aşkın ihracatçı üyesiyle sektör ihracatının yaklaşık yüzde 70’ini tek başına üstlenen İHKİB’te seçim süreci devam ediyor.
İHKİB seçimlerinde adaylığını açıklayan Timur Bozdemir, sektör temsilcilerine çağrıda bulundu. Bozdemir, açıklamasında demokratik temsiliyetin güçlendirilmesi ve sektör sorunlarının ortak akılla çözülmesi gerektiğini vurguladı:
“İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği seçimlerinde aday bir grup olarak yola çıktık. Her cumartesi günü saat 10.00’da Sentez Alışveriş Merkezi’nin 4. katında bir araya geliyor, sektörümüzün sorunlarını görüşüyor ve çözüm önerileri üretiyoruz. Sizleri de bu çözüm üretme sürecine, gündem belirleme çalışmalarına ve ortak akıl toplantılarımıza katılmaya davet ediyoruz.”
Bozdemir, tüm sektör paydaşlarının sürece dahil olmasının önemine dikkat çekerek, “Gelin, birlikte konuşalım, tartışalım ve sektörümüzün geleceğini birlikte şekillendirelim” dedi.
“Seçim sistemindeki adaletsizlik değişmeli”
Timur Bozdemir, mevcut seçim sistemine yönelik eleştirilerini de dile getirdi. Yönetim kuruluna aday olma yeterliliklerinin aşırı yükseltildiğini ve seçmenlerin oy kullanmasının engellenmek istendiğini savundu:
“Yönetim kuruluna aday olma yeterlilik rakamı öyle yüksek seviyelere çıkarıldı ki, adeta başka bir grubun seçilmesi imkânsız hale getirildi. Daha önce 5 bin dolar olan ihracat zorunluluğu, bugün 37–38 bin dolar seviyesine yükseltilmiştir. Bu durum, Merter, Laleli, Osmanbey, Bayrampaşa, Beylikdüzü ve Güneşli’de faaliyet gösteren firmalarımızın çoğunun oy kullanamaması anlamına geliyor.”
Bozdemir, bu uygulamanın yalnızca bir demokrasi sorunu değil, aynı zamanda ciddi bir temsiliyet problemi oluşturduğunu belirtti.
“Bir yandan her yüklemeden binde üç kesinti yapılırken, diğer yandan ‘Sen ihracatçısın ama oy kullanamazsın’ deniyor. Bu nasıl bir mantık? Bu nasıl bir yaklaşım? Biz bu adaletsiz sistemi değiştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”
“Bir kuruşluk ihracat yapan her firma oy kullanabilmeli”
Timur Bozdemir, demokratik katılımın önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, “Bir kuruşluk ihracat yapan her firma oy kullanabilmelidir. Seçilememekten korkmuyoruz. Tekrar seçilmek gibi bir takıntımız da yok. Bizim amacımız, bu sektörün gerçek sahiplerinin söz hakkına sahip olmasıdır. Bir kişinin tanıdık olması, bir sektörü kurtarmaz. ‘Ben onu tanıyorum, işimi çözer’ anlayışı dar görüşlü bir bencilliktir.”
Sektör temsilcilerine seslenen Bozdemir, destek verilecek grubun niyetine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti:
“Destek vereceğiniz gruba bakarken şu soruyu sorun: ‘Bu ekip sektörün genel faydasını mı düşünüyor, yoksa kişisel ilişkiler üzerinden mi hareket ediyor?’ Eğer gerçekten sektörün geleceğini düşünen bir ekip olduğunu düşünüyorsanız, bizden destek iseyin.”
“ABD pazarı hedef pazar olmalı”
Bozdemir, konuşmasında ihracat stratejilerine de değindi. ABD pazarının potansiyeline dikkat çekerek, mevcut ihracat düzeyinin yetersiz olduğunu söyledi:
“ABD’nin sadece tek bir eyaleti olan Kaliforniya veya New York, tek başına Almanya’dan daha büyük bir pazardır. Buna rağmen, bizim Amerika’ya ihracatımız 600–800 milyon dolar aralığında seyrediyor. Oysa ABD, bizim için gerçek bir hedef pazar olmalıdır.”
Gümrük tarifelerinde yapılan değişikliklerin sektöre yeni fırsatlar sunduğunu belirten Bozdemir, bu fırsatların pratiğe dönüşmediğini vurgulayarak, “Amerika bu konuda adım atmak zorunda; aksi halde Çin pazarında tamamen üstünlük sağlayacaktır.” dedi.
"90 dolarlık ürünü 20 dolara satıyoruz"
Timur Bozdemir, Türkiye’nin uzun süredir “daha kaliteli ürünü daha ucuza üretme” anlayışıyla yönlendirildiğini, bunun artık sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
“Devletten sürekli teşvik ve destek beklerken, satış tarafında fiyatı ve kârlılığı artıracak adımlar atmıyoruz. Markalaşma konusunda ciddi bir yönelim olmalı; oysa mevcut yönetim, sektörün markalaşmasını desteklemek yerine birkaç markaya daha ucuza üretim yaptırmanın derdinde.”
"Merter, Laleli, Osmanbey ihracatçıları da oy kullanmalı"
Üretimin düşük maliyetli bölgelere taşınmasının markalaşma açısından değer yaratmadığını vurgulayan Bozdemir, “90 dolarlık ürünü 20 dolara satıyoruz, bu sürdürülebilir değil. Bugün Merter, Laleli, Osmanbey gibi bölgelerde gerçekten üretimin yükünü çeken firmalarımız var ama çoğu oy bile kullanamıyor. Bu sistemin baştan aşağı değişmesi gerekiyor. Evrakla, ihracat kotasıyla, keyfi sınırlamalarla bu sektörü kendi kontrolü altında tutmak isteyen anlayıştan kurtulmamız gerekiyor.”
Sektörün demokratik dönüşümüne vurgu yapan Bozdemir, “Bir dolarlık ihracat yapan herkesin oy kullanma hakkı olmalı. Ancak o zaman sektörün gerçek sahipleri seslerini duyurabilir, sorunlarını anlatabilir, çözüm üretebilir ve sektörümüzün önü açılabilir. Bizim en değerli hedeflerimizden biri de bu demokratik dönüşümü sağlamak olacaktır.”


