Ocak–Ekim döneminde bölgenin sektörel ihracatı yüzde 4,6 artarak 2,9 milyar dolara ulaştı ve toplam ihracattaki payı yüzde 29,6 oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre makarna ihracatı yüzde 1,7 düşüşle 499,9 milyon dolarla sektörün en çok ihracat yapılan ürünü olurken, kilogram başına birim fiyatı yüzde 22,3 artan ayçiçek tohumu yağı ihracatı yüzde 16,7 yükselişle 489,5 milyon dolara ulaştı.
Buğday unu ihracatını geride bırakan tatlı bisküvi ve gofretlerden ise 299,9 milyon dolarlık gelir elde edildi.Irak, Güneydoğu’nun hububat ihracatında 799,5 milyon dolarla ilk sırada yer alsa da yüzde 14,7 gerileme yaşandı. Suriye’ye yapılan ihracat ise yüzde 46,7 artışla 331,6 milyon dolara yükseldi ve Irak’taki kaybı kısmen telafi etti. ABD’ye ihracat yüzde 34,8 artarak 248,2 milyon dolara çıktı ve bölgenin en büyük üç pazarı arasına girdi. Afrika ülkelerine yönelik satışlar da yüzde 17,4 artış gösterdi.
“Irak’ın kısıtlamaları ticaretin doğal akışını bozuyor”
Türkiye’nin Ocak–Ekim döneminde komşu ülkelere gerçekleştirdiği 22,9 milyar dolarlık ihracatta yüzde 36,2 ile ilk sırada yer alan Irak pazarında yaşanan gelişmeler, toplam ihracatı da etkiliyor. Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, bu durumu şöyle değerlendirdi:
“İhracatta yaşanan düşüş, bölgemiz için yalnızca rakamsal değil, stratejik açıdan da önem taşıyor. Irak’ın kendi sanayisini koruma gerekçesiyle buğday unu ithalatına getirdiği kısıtlamalar, ticaretin doğal akışını bozuyor. Bölgemizin uzun yıllar yatırımla geliştirdiği tahıl ve un sanayisi, tarife dışı engeller, kotalar ve bölgesel imtiyazlar nedeniyle üretim kapasitesinin önemli bir kısmını kullanamaz hale geldi. Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır gibi merkezlerdeki bazı tesislerin üretim faaliyetleri ciddi şekilde aksadı. Bu kapsamda, Türkiye genelinde hububat ihracatı Ocak–Ekim döneminde yüzde 17,6 düşüşle 1,4 milyar dolara, Güneydoğu’da ise yüzde 14,7 gerilemeyle 797,9 milyon dolara indi.”
“Irak’ın Türkiye’nin kaliteli buğday ununa ihtiyacı var”
Kadooğlu, Suriye pazarında yaşanan hareketliliğin bu boşluğu bir nebze telafi ettiğini vurgularken, Türkiye’nin Irak’ın uygulamalarını göz önünde bulundurarak karşı adımlar planlaması gerektiğini belirtti:
“Tahıl ticaretinde ‘yüksek stok-seçici ithalat’ politikasına geçen Irak, 5,1 milyon tonluk buğday üretimi ile stratejik rezerv oluşturduğunu düşünüyor ve ithalatı kalite amaçlı, dönemsel ihalelerle sınırlı tutmayı planlıyor. Ancak yağışlardaki sıkıntılar ve kış ekim alanının yarıya inmesi, gelecek yıl ciddi bir rekolte kaybı olacağını gösteriyor. Irak’ın tek tip buğday üretim modeli kalite sorunlarını artırıyor ve Türkiye’nin kaliteli buğday ununa olan talebi karşılanamıyor. Tüm bu gelişmeler, Irak’ı rutin büyük satışlardan ziyade, nitelik odaklı, ihaleye bağlı ve zamanlaması kritik fırsatların izlendiği bir pazar haline getiriyor. Kısa vadede talep daralabilir, ancak yeni yılda artacak talebe, yüksek kalite ve hızlı lojistik avantajımızla hazırlıklı olmak belirleyici olacak.”




