Altıncı kez kapılarını açan IFAT Eurasia Fuarı, çevre teknolojileri alanında Avrasya’nın en prestijli organizasyonlarından biri olarak Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. EKO Fuarcılık ve Messe Münih ortaklığında faaliyet gösteren EKO MMI Fuarcılık tarafından organize edilen fuar, bu yıl 27.500 m²’lik bir alanda 237 katılımcı firma aracılığıyla 385 markayı bir araya getiriyor. Katılımcıların %40’ının Türkiye dışından gelmesi, fuarın uluslararası gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Art Of Fiber, UFI Elmas Sponsorluğu Anlaşmasını yeniledi
Art Of Fiber, UFI Elmas Sponsorluğu Anlaşmasını yeniledi
İçeriği Görüntüle

EKO Fuarcılık Fuarlar Müdürü Namık Sarıgöl, IFAT Eurasia’nın küresel IFAT ailesi içindeki yerini
“İFAT Eurasia, 1966’dan bu yana Münih’te düzenlenen ve daha sonra Çin, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyeti, Brezilya gibi ülkelerde organize edilmeye başlanan IFAT Fuarları Ailesi’nin Avrasya’daki temsilcisidir. Kısmetse, önümüzdeki yıl Orta Doğu’da da bir fuar düzenlenecek ve böylece IFAT, dünyanın hemen her coğrafyasında varlık göstermeye devam edecektir.” şeklinde vurguladı.

Sarıgöl, “İFAT Eurasia’yı, 2015 yılından bu yana her iki yılda bir Münih ile dönüşümlü olarak organize ediyoruz. Bu yıl fuarımızı altıncı kez düzenliyoruz.” şeklinde konuştu.

Fuarın temel odak noktasını çevre teknolojileri oluşturuyor. Bu kavramın kapsamını açıklayan Sarıgöl, “Bu fuar, çevre teknolojilerine odaklanmaktadır. Peki nedir bu çevre teknolojileri? Su ve atık su arıtımı, katı atık yönetimi, geri dönüşüm, atıktan enerji üretimi gibi konuları kapsıyor. Bu alanların tamamı, özellikle iklim değişikliğiyle mücadele eden bir dünya için vazgeçilmez sektörleri oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca özel sektörün karşı karşıya kaldığı yeni çevresel sorumluluklara da dikkat çekerek,
“Özel sektörün sınırlı karbon mekanizmaları ve karbon vergileri ile karşı karşıya kalması da, bu teknolojilere olan ihtiyacı ve ilgiyi daha da artırıyor. Bu nedenle İFAT Eurasia, hem kamu hem özel sektör tarafından ilgiyle takip edilen bir organizasyon haline gelmiş durumda.” dedi.

Fuara dair hedeflerinden ve bölgesel etkisinden bahseden Sarıgöl, “IFAT’ın küresel misyonu, özellikle bölgemizdeki alt ve üst yapı ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda, neredeyse her alt branşta ciddi bir potansiyel sunuyor. Komşu ülkeler arasında durumu görece en iyi olan ülke Türkiye gibi görünse de, aslında bölgemizdeki tüm ülkelerde bu teknolojilere ihtiyaç var.” ifadeleriyle IFAT’ın küresel misyonunu tanımladı.

Fuardaki uluslararası katılımın da altını çizen Sarıgöl, bu yılki oranlara dair “Bu yıl katılımcıların yüzde 42’si uluslararası firmalardan oluşuyor. Ayrıca her yıl geleneksel olarak yüzde 10 civarında yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yapıyoruz ve bu yıl da benzer bir oranın yakalanmasını bekliyoruz.” bilgilerini verdi.

IFAT Eurasia isminin bilinçli bir tercihten kaynaklandığını belirten Sarıgöl, “Fuarın adının neden ‘Türkiye’ ya da ‘İstanbul’ değil de ‘Eurasia’ olduğunu da burada anlamış oluyoruz. Çünkü İFAT Eurasia, komşu ülkeler tarafından bölgemizin en itibarlı buluşma noktası olarak kabul görüyor. Sektör temsilcileri tercihlerini bizden yana kullanıyor; biz de onlara en iyi hizmeti sunmak için çalışıyoruz.” dedi.

Çin’den Rekor Katılım: 60’ın Üzerinde Firma

Fuara katılan ülkeler arasında Almanya ve Avusturya’nın güçlü konumuna işaret eden Sarıgöl, son dönemde Uzak Doğu’dan gelen yükselişi ise şu sözlerle özetledi:
“Geleneksel olarak bakıldığında, Almanya ve Avusturya gibi kıta Avrupası ülkeleri, çevre teknolojileri alanında büyük oyuncular. Ancak son yıllarda Uzak Doğu’dan da ciddi bir yükseliş söz konusu. Örneğin bu yıl, Çin’den 60’ın üzerinde firma fuarımıza katılım sağladı. Bu durum, tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi, doğuda üretimin ne kadar hızlı arttığını açıkça ortaya koyuyor.”

“Türkiye artık sadece üreten değil, ihraç eden bir ülke”

Türkiye’nin çevre teknolojilerindeki evrimini değerlendiren Sarıgöl, sektörün geldiği noktayı şu şekilde değerlendirdi:
“Türkiye, 20 yıl öncesine kadar çevre teknolojilerinde önemli bir imalatçı olarak görülmezdi. Ancak bugün, sadece üretim yapmakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa ülkeleri dahil birçok ülkeye ihracat yapabilecek seviyeye ulaşmış durumda. Elbette gidilecek daha çok yol var, ancak geldiğimiz nokta da küçümsenecek gibi değil."