Ortadoğu’da artan tansiyonun yalnızca siyasi ve askeri güvenliği değil, aynı zamanda ticaret yollarını ve bölgesel ekonomik ilişkileri derinden etkileyebileceğini vurgulayan Dr. Çınar, önemli değerlendirmelerde bulundu.

İsrail ile İran arasında olası bir sıcak çatışmanın bölgesel dengeleri sarsacağını ifade eden Çınar, bu durumun Türkiye’ye doğrudan etkileri olabileceğini söyledi. “Ortadoğu'da yükselen tansiyon ve olası bir savaş Türkiye'nin dış ticareti için önemli sonuçlar doğurur,” diyen Dr. Çınar, sözlerine şöyle devam etti: “Bu gerginlik bölgesel güvenliği olduğu kadar, ticaret yollarını ve ekonomik ilişkileri de derinden etkileme riski barındırıyor. Türkiye, bu tablonun tam ortasında yer alıyor. Hem risklerle hem de fırsatlarla karşı karşıyayız.”

Karayolu ve denizyolu taşımacılığı riske girebilir

Gerilimin özellikle kara ve deniz taşımacılığında ciddi sorunlara neden olabileceğini belirten Dr. Hakan Çınar, şunları kaydetti: “Olası bir sıcak çatışma, İran üzerinden geçen karayolu taşımacılığında; Orta Asya ve Güney Asya’ya yapılan sevkiyatlarda gecikmelere ve maliyet artışlarına neden olabilir. Aynı şekilde, Hürmüz Boğazı ve Doğu Akdeniz’deki denizyolu taşımacılığı için riskler ortaya çıkabilir.”

Enerji fiyatlarındaki artış KOBİ’leri zorluyor

Artan enerji fiyatlarının Türkiye gibi ithalata dayalı üretim yapan ülkeleri ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Çınar, enerji maliyetlerinin sanayi ve ihracat üzerindeki baskısına dikkat çekti: “Gerilimin yükselmesiyle birlikte petrol ve doğalgaz fiyatları artmaya başladı. Enerji, Türkiye gibi üretiminin önemli kısmını ithal kaynaklarla sürdüren ülkeler için sadece bir girdi değil, rekabet gücünü belirleyen temel unsurlar arasında yer alıyor. Enerji fiyatları yükseldikçe, maliyet bazlı fiyatlandırma yapan KOBİ’lerimizin nefesi kesiliyor.”

“Hiçbir savaşı desteklemek mümkün değil, ama krizler fırsat da yaratabilir”

Çatışmaların hiçbir şekilde desteklenemeyeceğini vurgulayan DIŞYÖNDER Başkanı, bu tarz bölgesel krizlerin Türkiye için bazı stratejik avantajlar da barındırabileceğini ifade etti: “Hiçbir savaşı desteklemek elbette mümkün değil. Ancak olası bir çatışmanın ülkemiz için bazı fırsatlar yaratacağını da eklemekte fayda var. Ülkemiz; üretim kabiliyeti, coğrafi avantajı ve diplomatik dengeleri gözetme başarısıyla, bu tür krizlerde alternatif tedarikçi ve geçiş ülkesi olarak da öne çıkabiliyor.”

Borsa günü düşüşle tamamladı
Borsa günü düşüşle tamamladı
İçeriği Görüntüle

İran’a yönelik olası yaptırımların Türk ihracatçılar için yeni kapılar aralayabileceğini ifade eden Dr. Hakan Çınar, Körfez ülkeleriyle olan ticari ilişkilerin de güçlenebileceğine dikkat çekti: “İran’a yönelik yaptırımların artması halinde bazı üretim ve ihracat siparişleri Türkiye’ye kayabilir. Körfez ülkeleri, güvenli tedarikçi arayışında Türkiye’yi daha güçlü bir opsiyon olarak görebilir.”

“Hazırlıklı olmalı, hızlı refleks göstermeliyiz”

Çınar, bu olası fırsatların değerlendirilebilmesi için özel sektör ve kamu kurumlarının hazırlıklı olması gerektiğini belirtti: “Bu fırsatların değerlendirilebilmesi için hazırlıklı olmamız, hızlı refleks göstermemiz, lojistik ve finansal altyapıyı güçlendirmemiz gerekiyor.”

Dr. Hakan Çınar’ın bu uyarıları, dış ticaretin jeopolitik gelişmelerle nasıl iç içe geçtiğini bir kez daha gözler önüne sererken, Türkiye’nin stratejik konumunun getirdiği sorumluluk ve fırsatları da net bir şekilde ortaya koyuyor.