Piu Entertainment organizasyonuyla Türkiye’ye yeniden gelen Postmodern Jukebox, 15 Eylül’de İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda, 16 Eylül’de ise İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda izleyicileriyle buluşacak. Caz, swing, soul ve doo-wop eşliğinde sahneye çıkacak topluluk, müzikseverlere zamanda unutulmaz bir yolculuk yaşatacak.

Dünya çapında milyonlarca hayranı bulunan, 2 milyardan fazla izlenme ve dinlenmeye ulaşan Postmodern Jukebox, modern müzik tarihinin en popüler hitlerini geçmişin büyülü tınılarıyla harmanlıyor. Yüksek enerjili performansları, sürpriz konuk sanatçıları ve retro sahne şovlarıyla grup, dinleyicilere hem nostaljik hem de yepyeni bir deneyim sunuyor.

2011’de piyanist ve aranjör Scott Bradlee’nin projesi olarak doğan Postmodern Jukebox, kısa sürede global bir fenomene dönüştü. YouTube’daki retro yorumları milyonlarca izlenme elde etti, sosyal medyada geniş bir topluluk yarattı ve konserleri dünyanın dört bir yanında kapalı gişe izlendi. Cazdan swinge, soulden doo-wop’a uzanan geniş yelpazede 1920’lerden 1970’lere ait vintage tarzları günümüzün popüler şarkılarıyla bir araya getirerek sahneye taşıyor.

Michael Jackson’dan Radiohead’e, Lady Gaga’dan Nirvana’ya; Britney Spears, The Strokes, Queen, Billie Eilish, Guns N’ Roses, Celine Dion ve daha pek çok sanatçının unutulmaz şarkılarını farklı dönemlerin müzik kültürüyle yeniden yorumlayan grup, her konserinde izleyicilere bir zaman makinesi deneyimi sunuyor. Tap dance performansları, güçlü vokaller ve canlı caz enstrümanlarıyla hazırlanan şovlar, eğlenceyi zirveye çıkarıyor.

Türkiye turnesinin ilk durağı olan İstanbul konseri, tarihi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nun büyüleyici atmosferinde gerçekleşecek ve unutulmaz bir geceye imza atacak. Ertesi gün İzmir’de sahne alacak grup, Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda Ege’nin enerjisiyle birleşerek izleyicilerine ikinci kez muhteşem bir performans sunacak.

Tiyatronun Kalbi Etimesgut’ta Atacak
Tiyatronun Kalbi Etimesgut’ta Atacak
İçeriği Görüntüle

Bu konserler yalnızca müzik değil; dönem ruhunu, sahne estetiğini ve yüksek enerjiyi bir araya getiren görkemli bir şov niteliği taşıyor. Postmodern Jukebox, her sahneye çıktığında hem dans ettiriyor hem de müzik tarihine nostaljik bir selam gönderiyor.