Faiz indirimlerinin devam etmesi elbette olumlu bir gelişme; ancak üretici ve ihracatçı kesim açısından indirimin miktarının hâlâ yeterli olmadığını belirtmek gerekiyor. Buna karşın alınan karar, 2026 öncesi atılmış, sembolik değeri yüksek fakat yön tayin edici bir ilk adım olarak görülüyor.
SANAYİCİNİN MALİYET YÜKÜ AZALMIYOR
Mevcut yüzde 38 politika faizi ve bu oranın piyasaya yansıyan finansman maliyetleri, sanayicinin omuzlarındaki rekabet baskısını hafifletmeye tek başına yetmiyor. Ancak Merkez Bankası’nın sıkı para politikasından kademeli olarak çıkmaya devam etmesi, piyasanın güven ve beklenti yönetimi açısından kritik önemde. İş dünyasında oluşan psikolojiyi destekleyen bu adımlar, önümüzdeki döneme dair iyimserlik yaratıyor.
ASIL KRİTİK NOKTA: ÖNÜMÜZDEKİ YOL HARİTASI
Bizim açımızdan bugün açıklanan faiz oranından ziyade bundan sonra izlenecek rota belirleyici olacak. 2026’ya yaklaşırken temel beklentimiz, başlatılan indirim sürecinin kesintiye uğramadan ve ivme kazanarak devam etmesi yönünde. Sanayicinin uzun vadeli plan yapabilmesi, yatırımını öngörülebilir bir zeminde şekillendirebilmesi ve küresel rekabette konumunu koruyabilmesi için faizlerin üretimi destekleyen seviyelere daha güçlü biçimde gerilemesi gerekiyor.
Bu doğrultuda atılacak her adım, ihracatçının nefes almasını sağlayacak ve Türkiye’nin üretim gücünü daha ileriye taşıyacaktır.
