İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, Türk doğal taş sektörünün karşı karşıya olduğu kritik sorunlara dikkat çekerek, maliyet baskılarının rekabet gücünü zayıflattığını söyledi. Enerji ve işçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle Türkiye’nin, kendi doğal taşlarıyla dahi Orta Doğu’daki projelerde Çin ile yarışamaz hale geldiğini vurgulayan Çekiç, sektör adına önemli uyarılarda bulundu.

Çekiç, Türkiye’de yapılan projelerde bile zaman zaman yabancı taşların tercih edildiğini belirterek, “Artık yabancı taşlar değil, Türk taşları tercih edilmeli. Dünyada ‘İtalyan taşı’ olarak bilinen birçok taş aslında Türk taşı. Lüks projelerde ‘İtalyan taşı kullanılıyor’ algısı var ama o taşların önemli bölümü Türkiye’den gidiyor. Biz Türk taşını ‘Made in Türkiye’ etiketiyle, Turkish Stones markası altında global projelere sokabildiğimizde gerçek hedefimize ulaşmış olacağız.” dedi.

WAF Miami’de sektörün durumunu değerlendirdi

Metin Çekiç, ABD Miami’de düzenlenen Dünya Mimarlık Festivali (WAF) kapsamında yaptığı değerlendirmelerde, özellikle Çin ile olan ticaret dengelerindeki değişime dikkat çekti. Çin’e yapılan blok mermer ihracatının geçen yıla göre yüzde 3,5 daraldığını belirten Çekiç, bunun temel nedeninin Çin’in büyük ölçüde yapılaşmasını tamamlaması olduğunu söyledi.

Eskiden Çin’in aldığı mermerin yüzde 70’ini iç pazarda tükettiğini, yüzde 30’unu ise yeniden ihraç ettiğini hatırlatan Çekiç, inşaat sektörüne devlet desteğinin azalmasıyla birlikte alımların yavaşladığını ifade etti. Bununla birlikte Çin’in işlenmiş ürünlerde Türkiye’nin rakibi haline gelmeye başladığını belirterek, “Çin’in üretim maliyetleri bizden çok daha düşük. Enerji, işçilik ve genel giderlerdeki yükseliş sebebiyle Orta Doğu projelerinde rekabet şansımız zayıflıyor. Bu durum ihracatçılar için ciddi bir risk.” dedi.

“Döviz artışı enflasyonun altında kaldı, finansman yükü ihracatçıya bindi”

Döviz kurlarının enflasyon karşısında yeterince artmamasının ihracatçı üzerinde büyük bir finansman yükü oluşturduğunu vurgulayan Çekiç, “Giderlerimiz yüzde 80–90 artarken, döviz gelirimiz sadece yüzde 30 yükseliyor. Aradaki farkı cebimizden karşılıyoruz. 2026 itibarıyla bu sürdürülebilir değil. Beklentimiz, döviz kurlarının en azından enflasyon oranında artması yönünde.” dedi.

İç piyasada ise yüksek faizlerin yatırımları frenlediğini kaydeden Çekiç, “Faizler bu seviyelerde kaldığı sürece kimse konut almak ya da inşaat yatırımı yapmak istemiyor. Oysa Türkiye’de her zaman bir konut ihtiyacı var ve yapı sektörü ciddi bir büyüme potansiyeli taşıyor. Mevcut faiz politikaları bu hareketliliği baskılıyor.” diye konuştu.

İMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, Türk doğal taşının küresel projelerde hak ettiği yeri alamadığını belirterek hem iç pazarda hem de dış pazarda algının değişmesi gerektiğini söyledi. Yurt dışındaki Türk müteahhitlerinin projelerinde bile Türk mermerinin yeterince kullanılmadığını vurgulayan Çekiç, bu durumun acilen düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.

Çekiç, Türkiye’deki bazı kamu projelerinde dahi Türk taşı yerine İran veya Yunan taşlarının tercih edildiğini hatırlatarak, “İstanbul’daki Merkez Bankası binasında, Ankara’daki Danıştay binasında yabancı taşlar kullanıldı. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Mimarları Türk taşlarıyla tanıştırabilirsek Londra, Dubai, Singapur, ABD gibi küresel tasarım merkezlerinde projelere girebiliriz.” dedi.

Dünyada “İtalyan taşı” olarak bilinen birçok malzemenin aslında Türkiye kaynaklı olduğuna dikkat çeken Çekiç, “Lüks projelerde İtalyan taşı algısı hâkim ama o taşların çok büyük bölümü Türkiye’den gidiyor. Biz Türk taşını ‘Made in Türkiye’ etiketi ve Turkish Stones markasıyla projelere sokabildiğimizde amacımıza ulaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

“Madencilik yüzde 95 yerli ve millî bir ihracat kalemi”

BTSO ve AB’den engelli çocuklara bilim dolu bir gün
BTSO ve AB’den engelli çocuklara bilim dolu bir gün
İçeriği Görüntüle

Türk madencilik sektörünün Türkiye için stratejik önem taşıdığını vurgulayan Çekiç, ihracat yapısının büyük ölçüde yerli kaynaklara dayandığını belirterek şunları söyledi:

“Madencilik, Türkiye’nin yüzde 90–95 oranında tamamen yerli üretimle yürüttüğü bir ihracat kalemi. Dışarıdan neredeyse hiçbir şey almıyoruz. Bugün yaklaşık 6 milyar dolarlık maden ihracatımız, Türkiye’nin kendi ürettiği değerdir. Ayrıca sanayiye her yıl 40 milyar doların üzerinde ham madde sağlıyoruz. Çelikten cam sanayine, sağlıktan enerjiye kadar pek çok sektörün temeli madendir. Dünyada bilinen 85 çeşit madenin 75’i Türkiye’de bulunuyor.”

Sektörün önemli sorunlarından birinin olumsuz çevre algısı olduğuna dikkat çeken Çekiç, sorumlu madenciliğin ülke ekonomisi için kritik olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Biz yer altındaki bu kaynakları ülkemizin refahı için çıkarıyoruz. Ham maddede bağımsız olmak istiyorsak tarım kadar önemli olan madenciliği de sahiplenmemiz gerekiyor. Madencilik olmadan üretimin ve sanayinin sürdürülebilirliği mümkün değil.”

İMİB’in hedefi, hem iç pazarda hem de dünyada Türk taşının marka değerini yükseltmek ve Turkish Stones markasını küresel projelerde bir standart haline getirmek.