“Automechanika İstanbul, adeta göz bebeğimiz konumunda”
Messe Frankfurt Proje ve Mobilite Direktörü Can Berki, Automechanika’nın tarihsel gelişimini aktarırken fuarın uluslararası konumuna vurgu yaptı: “Her şeyden önce, Automechanika yaklaşık 50 yıl önce Almanya’nın Frankfurt şehrinde ortaya çıkıyor ve organizasyon süreci orada başlıyor. Aslında ilk başta bir garaj ve servis ekipmanları fuarı olarak planlanıyor; fakat yıllar içinde odak noktası yedek parçaya kayıyor.”
İstanbul’un fuarlar zincirindeki konumuna özel bir vurgu yapan Berki, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’daki fuar bizim en çok değer verdiğimiz, adeta göz bebeğimiz konumunda. Tabii ki Frankfurt fuarı bizim amiral gemimiz. Onu büyüklük ve önem açısından Şanghay takip ediyor. İstanbul ise üçüncü sırada yer alıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri, Türkiye’deki otomotiv sektörünün gücü ve Türkiye’nin jeopolitik önemi.”
Yabancı ziyaretçilerin artışına dikkat çeken Berki, fuarın uluslararası ticarete katkısını şu sözlerle özetledi: “Bugün bizim özellikle dikkat ettiğimiz nokta şuydu: ‘Acaba yabancı ziyaretçi sayısında bir artış olacak mı?’ Ve bunu çok net bir şekilde gördük ki, fuarda şu anda neredeyse yerli ziyaretçiler kadar yabancı ziyaretçi ve satın almacı bulunuyor. Bu da açıkçası bizi çok gururlandırıyor.”
“Bu fuarın başarısındaki en büyük pay, katılımcılar, ziyaretçiler yani kısacası tüm paydaşlarındır”
Fuarın başarısında birlik ve derneklerin önemine de dikkat çeken Berki, sektörün kolektif çalışmasını şöyle dile getirdi: “Pek çok fuar firması veya organizasyon bunu atlıyor: En kritik unsurlardan biri, derneklerimiz, birliklerimiz ve fuarın ana destekçileri, yani odalarımızdır. Örneğin bu fuarda İstanbul Ticaret Odası, Uludağ İhracatçı Birlikleri, Otomotiv İhracatçıları Birliği, OSS Derneği, TAYSAD Derneği gibi önemli kurumlar destek sağlıyor. Bu dernekler ve partnerler olmadan, bu ölçekte uluslararası bir fuar ya da profesyonel bir organizasyon yapmak mümkün değil.”
“Bu başarı, 24 yıldır süren örnek bir ortaklığın eseri”
Automechanika Istanbul Yöneticisi Ceyda Alp Acımış ise fuarın temelinde yer alan Alman ortaklık modeline vurgu yaparak, organizasyonun dinamiğini şu sözlerle aktardı: “Bu başarının temelinde, dünyanın iki büyük Alman firmasının, bugüne kadar benzeri görülmemiş bir iş birliğiyle 24 yıldır sürdürdüğü ortaklık yatıyor. Güçlü ve deneyimli bir ekip, organizasyon yeteneğimiz ve buna ek olarak çok değerli bir veri tabanımız var.”
Türkiye’nin üretim kapasitesine de dikkat çeken Acımış: “Automechanika İstanbul, yalnızca Türkiye’nin değil, yakın coğrafyadaki en büyük otomotiv satış sonrası fuarı konumunda. Türkiye’nin üretim kapasitesi gerçekten çok büyük. Özellikle ihracatta otomotiv sektörü şu anda birinci sırada yer alıyor ve bu pastanın en büyük payını da otomotiv yan sanayi oluşturuyor.”
“43 bin metrekarenin üzerinde, 1.500’e yakın firma”
Bu yılki katılım rakamlarının oldukça etkileyici olduğunu vurgulayan Acımış: “Bu sene toplamda 43 bin metrekarenin üzerinde bir alanda fuarımızı gerçekleştiriyoruz. 38 ülkeden katılımcılarla birlikte 15 ülke pavilyonumuz var ve toplamda 1500’e yakın firma fuarda yer alıyor. Gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki Automechanika İstanbul, Türkiye’de düzenlenen en büyük uluslararası fuarlardan biri.”
“Artık nicelikten çok niteliğe odaklanıyoruz”
Ziyaretçi kalitesinin artırılması için özel programlar geliştirildiğini belirten Acımış: “Biz uzun zamandır nicelikten çok niteliğe odaklanıyoruz. Yani fuarımıza kalite kazandırmak, değer katmak istiyoruz. Amacımız sadece ziyaretçilerin stantları gezmesi değil; aynı zamanda ürünleri deneyimlemeleri, bilgi almaları, eğitimlerle donanmaları. Bu nedenle konferans programları, özel deneyim alanları gibi yeniliklerle fuarı her yıl geliştirmeye çalışıyoruz.”
“Bazı katılımcılar espriyle sordu: Türk ziyaretçi yok mu?”
Fuarın uluslararası ziyaretçi yoğunluğunun altını çizen Acımış, hedef pazarlara ulaşmanın memnuniyetini şu sözlerle paylaştı: “Fuar, özellikle uluslararası ziyaretçiler açısından oldukça yoğun başladı. Hatta bazı katılımcılardan, ‘Türk ziyaretçi yok mu?’ şeklinde esprili yorumlar aldık. Bu aslında bizim için çok sevindirici bir gelişme.” “Hedeflediğimiz bölgelerin başında Avrupa geliyor. Onun dışında Karadeniz bölgesi, Orta Doğu zaten bizimle birlikte. Ayrıca Balkan ülkelerine özel bir odaklanma söz konusu. Bugün yaptığımız görüşmelerden gelen geri bildirimler gösteriyor ki hedeflediğimiz pazarlara ulaşmış durumdayız.”