Türkiye otomotiv tedarik sanayisi, 2024 yılında fırsatlarla birlikte zorlukların da yaşandığı dinamik bir dönemden geçti. Hem küresel üretim sıralamasındaki yükseliş hem de ihracat gelirlerindeki artış sektör için önemli başarılar olarak öne çıktı. Ancak Avrupa Birliği’nde değişen regülasyonlar, sektörde yeni bir vizyonun oluşmasına neden oldu. Bu süreçte teknolojik yatırımlara ve katma değerli üretime odaklanan Türk otomotiv tedarik sanayisi, rekabet gücünü korumak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak adına önemli adımlar atıyor.

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci, sektörün dönüşüm sürecine dikkat çekerek, “Türkiye otomotiv tedarik sanayisi için rekabet gücünü sürdürebilmek ve büyümeyi kalıcı hale getirmek adına teknoloji yatırımları ile katma değerli üretim kritik önemde. Automechanika Istanbul ise bu süreci destekleyen ve küresel iş birliklerini mümkün kılan çok değerli bir platform” dedi.

Yakup Birinci, Türk tedarik sanayisinin her yıl olduğu gibi bu yıl da fuara yoğun katılım gösterdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa’nın en büyük uluslararası otomotiv endüstrisi fuarlarından biri olan Automechanika Istanbul, yeni teknolojilerin sergilendiği, üretim gücümüzün dünyaya tanıtıldığı ve uluslararası iş birliklerinin temellerinin atıldığı stratejik bir buluşma noktası. 2025 itibarıyla sektörde dönüşüm rüzgarları daha da hız kazandı. Elektrikli, bağlantılı ve otonom araç teknolojilerinin ön planda olduğu bu dönemde, fuarın sunduğu fırsatlar büyük önem taşıyor.”

Fuarda bu yıl dijitalleşme, yüksek katma değerli üretim teknolojileri, elektrikli araçlara yönelik batarya çözümleri, otonom araçlar için geliştirilen sensör ve yazılımlar, bağlantılı araç teknolojileri ve sürdürülebilir üretim modelleri gibi alanlar öne çıkacak. TAYSAD Başkanı Birinci, “Firmalarımız bu yenilikçi teknolojilerle hem yerli pazarda rekabet avantajı elde etmeyi hem de uluslararası pazarda güçlü iş birliklerine imza atmayı hedefliyor” diyerek sözlerini tamamladı.

“Fuar, Türkiye otomotiv tedarik sektörünü geleceğin mobilite dünyasına taşıyacak”

Sektörün Automechanika Istanbul 2025’e hazırlanırken; AR-GE yatırımlarını artırmak, dijitalleşme süreçlerini hızlandırmak ve yüksek katma değerli üretime odaklanmayı temel öncelikleri arasına aldığını söyleyen Birinci, “Bu kapsamda, batarya teknolojileri, güç elektroniği, yazılım geliştirme ve veri analitiği gibi geleceğin anahtar teknolojileri üzerine yoğunlaşan projelerle fuara katılım sağlıyoruz. Automechanika Istanbul 2025’in, Türkiye otomotiv tedarik sektörünü geleceğin mobilite dünyasına taşıyacak önemli bir adım olacağına inanıyoruz. Yerli firmalarımızın bu platformda göstereceği başarı hem sektörümüzün küresel rekabet gücünü artıracak hem de ülkemizin teknolojik dönüşümüne katkı sağlayacak” dedi.

Türkiye, dünyada araç üretiminde 10. sırada

Yakup Birinci, 2024’ün Türkiye otomotiv tedarik sanayisi açısından zorlu ancak önemli fırsatlar sunan bir yıl olduğunu söyledi. Yıl genelinde toplam araç üretiminin 1 milyon 466 bin adetle, bir önceki yılki 1 milyon 570 bin adet üretimin gerisinde kaldığını ifade eden Birinci, “Ancak bu düşüşe rağmen, ihracat tarafında 37 milyar dolarlık gelir ve birim fiyatlardaki artışla sektörümüzün direnci ve esnekliği net biçimde ortaya kondu. Öte yandan, Avrupa’daki regülasyon değişiklikleri ve ana sanayilerden yeni projelerin sınırlı gelmesi, önümüzdeki yıl için ihracatta yüzde 10’luk bir daralma riskini barındırıyor. Türkiye'nin araç üretiminde dünya sıralamasında 10’uncu sıraya yükselmesi, hepimiz için sevindirici bir gelişme. Ancak bu başarının kalıcı olabilmesi için daha yüksek katma değerli üretim, güçlü iş birlikleri ve uzun vadeli bir vizyonla ilerlememiz gerekiyor” diye konuştu.

Türkiye’de ithal araç oranı yüzde 70

Türkiye’nin iç pazarındaki ithalat oranlarındaki artışın, sektör açısından stratejik bir risk oluşturduğuna dikkat çeken Birinci, “1 milyon 285 bin adetlik pazarda ithal araçların yüzde 70’lik paya ulaşması, yerli üretimin desteklenmesi adına politikalar geliştirilmesini zorunlu hale getirdi. 1,5 milyon adetlik pazar büyüklüğü ve yüzde 70 yerlilik oranı, bugünün koşullarında bir opsiyon değil, sürdürülebilir büyüme için vazgeçilmez bir gereklilik haline geldi. Bu hedeflere ulaşmak hem sektör hem de ülke ekonomisi için de kritik önem taşıyor” dedi.

“Küresel regülasyonlara uyum, rekabet üstünlüğüne dönüşecek bir fırsat”

NADMEX 2025, 12 bin 435 ziyaretçiyle Türkiye’nin en kapsamlı afet yönetimi buluşması oldu
NADMEX 2025, 12 bin 435 ziyaretçiyle Türkiye’nin en kapsamlı afet yönetimi buluşması oldu
İçeriği Görüntüle

2024 yılında, otomotiv tedarik sanayisi açısından hem içeride hem dışarıda önemli kırılmaların yaşandığına dikkat çeken Birinci, “Avrupa Birliği’nin yeni emisyon ve sürdürülebilirlik regülasyonları, firmalarımız üzerinde ciddi bir dönüşüm baskısı oluşturdu. Bu da teknik adaptasyon, ilave maliyetler ve rekabet kaybı anlamına geldi. Öte yandan, ana sanayinin yeni araç platformlarında yeterince pozisyon alamaması, özellikle kapasite kullanımı ve yatırım planlamaları üzerinde olumsuz etkiler yarattı. İç pazarda ise ithal araçların yüzde 70 gibi yüksek bir paya ulaşması, yerli üreticiler için ciddi bir tehdit oluşturdu ve üretim ekosistemini zayıflattı. Bu tablo karşısında, TAYSAD olarak, yaklaşımımız çok net: Krizi fırsata çevirecek yapısal adımları hızlandırmak. Tedarik sanayimizin katma değerli üretime yönelmesi, AR-GE’ye dayalı büyümesi, dijitalleşmeyi ve çevikleşmeyi bir zorunluluk haline geldi. Bu kapsamda hem üyelerimizin teknoloji yatırımlarını destekliyor hem de kamu politikalarının yerli üretimi önceliklendiren teşvik mekanizmalarıyla güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Küresel regülasyonlara uyumu, rekabet üstünlüğüne dönüşecek bir fırsat olarak görüyoruz” diye konuştu.

“Üretim sayısını, 2 milyon 400 bin seviyesine çıkartmayı hedefliyoruz”

2025 yılına ilişkin beklentilerin temkinli ve net hedeflerle şekillendiğini söyleyen Birinci, “Dünya genelinde araç üretiminin, geçtiğimiz yıl olduğu gibi 92 milyon 500 bin seviyelerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Avrupa’da ise üretimin geçen yıla paralel olarak 17 milyon 350 bin adet civarında kalması öngörülüyor. Türkiye’deki toplam üretimin ise 1 milyon 400 bin adede gerileyeceği tahmin ediliyor.

Önümüzdeki 4 yıl için öncelikli hedefimiz, Türkiye'deki toplam üretimi 1,4 milyon seviyelerinden 2,4 milyona çıkarmak ve bu artışı yüksek teknolojiye dayalı, sürdürülebilir ve yerli katma değeri yüksek üretimle sağlamak. TAYSAD 5.0 vizyonumuz, bu hedefin temelini oluşturuyor. Çevik yapılarla değişime hızla uyum sağlamak, dayanıklı tedarik zincirleri kurmak ve küresel rekabette öne çıkacak şekilde üretim kalitemizi ve verimliliğimizi artırmak istiyoruz. Sektörümüzün hem bugünü hem de geleceği için, bu ilkeler çerçevesinde dönüşüm yolculuğumuzu sürdürüyoruz.” dedi.