EKONOMİ

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez: "KOBİ’ler Hayatta Kalma Mücadelesi Veriyor"

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, 2025 yılının ilk yarısında KOBİ’lerin karşılaştığı en büyük zorluğun finansmana erişim olduğunu vurguladı.

Abone Ol

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, 27 Haziran Dünya KOBİ Günü vesilesiyle yaptığı değerlendirmede, 2025 yılının ilk yarısında KOBİ’lerin karşılaştığı en büyük zorluğun finansmana erişim olduğunu vurguladı. Bu sorunun yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda toplumsal refahı da tehdit eden yapısal bir meseleye dönüştüğünü söyleyen Sönmez, çözüm için beş maddelik bir öneri paketi sundu.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2023 yılı verilerine göre, ülkedeki toplam girişimlerin yüzde 99,7’sini oluşturan 3,7 milyon KOBİ, istihdamın yüzde 70,5’ini, üretim değerinin yüzde 41,6’sını ve katma değerin yüzde 40,1’ini sağladı. Küresel ölçekte de işletmelerin büyük kısmı KOBİ niteliğinde faaliyet gösteriyor ve gelişmekte olan ülkelerdeki istihdamın yaklaşık yüzde 70’ini sağlıyor. Bu çarpıcı tablo, sürdürülebilir ekonomik büyümenin temel taşı olan KOBİ’lerin, daha etkin desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

31 federasyon ve 340 dernek çatısı altında 100 bini aşkın şirketi temsil eden TÜRKONFED’in Başkanı Süleyman Sönmez, aynı zamanda Avrupa KOBİ Birliği SMEunited’ın da bir üyesi olarak Türkiye’nin, KOBİ’ler üzerinden dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve inovasyon politikalarına uyumlu yeni bir büyüme stratejisi oluşturabileceğini belirtti.

Sönmez: “KOBİ’ler büyümeyi değil, ayakta kalmayı hedefliyor”

TÜRKONFED’in sahada yürüttüğü çalışmalar ve işletmelerle yaptığı görüşmelere değinen Sönmez, geçen yıl her dört işletmeden üçünün finansmana erişimde güçlük çektiğini, bu yıl da benzer sorunların devam ettiğini aktardı. Küresel ölçekte yaşanan savaşlar, ekonomik daralma, enflasyon baskısı ve siyasi dalgalanmaların yarattığı çoklu kriz ortamının, KOBİ’ler üzerindeki yükü artırdığını söyleyen Sönmez, “Belirsizlikler içerisinde KOBİ’ler için öncelik artık büyüme değil, varlığını sürdürebilmek haline geldi” dedi.

Üç temel sorun: Faiz, teminat ve yapısal engeller

KOBİ’lerin finansmana erişimini zorlaştıran temel nedenleri üç başlık altında toplayan Sönmez, ilk olarak yüksek faiz oranlarına dikkat çekti. “Krediye erişim teknik olarak mümkün olabilir; fakat faiz oranlarının ulaşılamaz seviyelere gelmesi nedeniyle birçok işletme bu kaynakları kullanamıyor” diyen Sönmez, küçük ölçekli işletmelerin kısa vadeli nakit ihtiyacını bile karşılamakta zorlandığını söyledi.

İkinci önemli sorunun ise teminat talepleri olduğunun altını çizen Sönmez, “Özellikle yeni girişimciler ve bölgesel işletmeler için bankaların istediği yüksek teminatlar, birçok yenilikçi fikrin finansman dışında kalmasına yol açıyor. Taşınır varlıklar veya ihracat potansiyeli teminat olarak görülmediği için girişimciler sisteme dahil olamıyor” dedi.

Son olarak ise yapısal engellere işaret eden Sönmez, kayıt dışılık, sınırlı finansal okuryazarlık ve şeffaf finansal raporlama eksikliği gibi faktörlerin, KOBİ’lerin kredi değerliliğini düşürdüğünü belirtti.

Süleyman Sönmez'in çağrısı net: Türkiye, KOBİ’lerin gücünü arkasına alarak dijitalleşme ve yeşil dönüşüm ekseninde yeni bir büyüme hikâyesi yazabilir. Ancak bunun için önce, işletmelerin günlük nakit akışlarını sürdürebilecekleri sağlıklı bir finansal altyapının kurulması gerekiyor.

5 maddelik çözüm önerisi
KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için hem kamu hem de özel sektör nezdinde atılması gereken somut adımlar olduğunu ifade eden Sönmez, beş maddelik çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

1- Kredi mekanizmalarının çeşitlendirilmesi: Geleneksel bankacılığın ötesine geçen fintek çözümleri, kitle fonlaması, mikrofinans, risk sermayesi gibi finansman modelleri desteklenmeli. Özellikle üretim yapan KOBİ’ler için hedefli ve düşük faizli yatırım kredileri tasarlanmalı. Kalkınma bankalarının ve KGF’nin bu süreçte daha aktif rol üstlenmesi sağlanmalı.
2- Teminat yapısının esnetilmesi: Taşınır teminat rejimi, özellikle yeni girişimler ve teknoloji firmaları için işlevsel hale getirilmeli. İhracat potansiyeli, sipariş sözleşmeleri, alacaklar ve fatura gelirleri gibi ‘geleceğe dönük’ varlıklar teminat olarak kabul edilmeli.
3- KOBİ’lerin finansal okuryazarlık ve kurumsallaşma düzeyinin artırılması: Basit muhasebe sistemleriyle çalışan küçük işletmelerin finansal raporlama ve krediye hazırlık süreçlerine destek verilmeli.
4- Makroekonomik istikrar ve öngörülebilirlik: Finansmana erişimin kolaylaşması ve risk primlerinin düşmesi için öngörülebilir ve tutarlı makroekonomik politikalar hayata geçirilmeli. Bununla birlikte hem dışa bağımlı üreticilerin maliyetlerindeki artışı hem de bankaların kredi verme iştahının azalmasını önlemek için TL’nin değerindeki aşırı dalgalanmalara karşı önlem alınmalı.
5- Bölgesel farklılıkların gözetildiği finansal programlar: Anadolu’daki KOBİ’ler, büyük şehirlerdeki işletmelere kıyasla daha sınırlı kaynaklara erişiyor. Bu nedenle bölgesel kredi programları daha kapsayıcı hale getirilmeli. Mevcut teşvik ve hibeler sadeleştirilmeli, e-devlet gibi tek pencere sistemi yapılar ile erişilebilirliği artırılmalı.

“Destek paketlerinin ulaşmasını bekliyoruz”
KOBİ’lerin karşı karşıya olduğu acil sorunlara karşı bir KGF paketi hazırlanmasını olumlu bulduklarını açıklayan Sönmez, “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı yeni destek paketlerinin de en kısa sürede KOBİ’lere ulaşmasını bekliyoruz. Ancak bu paketlerin büyüklüğü ve faydalanacak firmaların seçilme biçimi de büyük öneme sahip. Öte yandan bu tarz nefes aldırıcı uygulamalar faydalı olsa da uzun vadeli kalkınma hedeflerimize ulaşabilmek için temel ve yapısal sorunlarımızı çözme iradesinden uzaklaşmamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Küresel dönüşüme öncülük etme fırsatımız var”
Türkiye’de olduğu gibi dünya genelinde de KOBİ’lerin potansiyelinin önündeki en büyük engelin finansmana erişim olduğuna dikkat çeken Sönmez, “Dünya Bankası verilerine göre, KOBİ’lerin karşı karşıya olduğu yıllık finansman açığı 5 trilyon doları aşıyor. Avrupa Birliği’nde ve OECD ülkelerinde son dönemde KOBİ’lere yönelik özel finansman destekleri, dijitalleşme programları ve yeşil dönüşüm politikalarıyla birlikte KOBİ’lerin dönüşüm süreçleri hızlanıyor. Türkiye olarak bizim de bu küresel dönüşüme ayak uydurmak, hatta öncülük etmek gibi bir fırsatımız var. Dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve inovasyon politikalarıyla uyumlu bir KOBİ stratejisi, ülkemizin ekonomik geleceğini şekillendirecek temel taşlardan birini oluşturuyor. Ancak bu stratejinin hayata geçebilmesi için sadece vizyona değil, aynı zamanda güçlü bir uygulama politikası, finansman altyapısı ve hukuki çerçeveye de ihtiyaç var” açıklamasında bulundu.