EKONOMİ

MÜSİAD’da Cevherden Makineye’25 Zirvesi: Yerli Üretim ve Yeşil Dönüşüm Masada

Abone Ol

MÜSİAD tarafından düzenlenen "Cevherden Makineye'25 Zirvesi", Türkiye’nin sanayi gücünü, sürdürülebilirlik vizyonunu ve yerli üretim kapasitesini masaya yatırdı. Zirvede konuşan Mustafa Varank, boykot kampanyalarının milli markaları hedef aldığını belirtirken; sektör temsilcileri ise yeşil dönüşüm, ihracat ve AR-GE vurgusu yaptı.

MÜSİAD Makine Sektör Kurulu ile Kimya, Metal ve Maden Sektör Kurulu’nun ortak organizasyonuyla düzenlenen “Cevherden Makineye'25 Zirvesi”, yerli ve milli üretimden yeşil dönüşüme, ihracattan stratejik ham maddelere kadar birçok başlıkla MÜSİAD Genel Merkezi’nde başladı.

Zirvenin açılışında konuşan Mustafa Varank, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk soruşturması sonrasında başlatılan boykot kampanyalarına dikkat çekti. Varank, bu kampanyaların asıl hedefinin yatırım, istihdam ve milli üretim olduğunu ifade ederek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i sert sözlerle eleştirdi:

“Özgür Özel, sorumsuzca ve bilinçsizce isim vererek yerli ve milli markaları hedef tahtasına koyuyor. Kendilerinin bile nedenlerini bilmedikleri boykotlara katılmayanları düşman ilan edebiliyor, kendileri gibi düşünmeyenleri tehdit edebiliyor, linç edebiliyor. Kendi listelerindeki firmaların neden o listede bulunduklarının farkında bile değiller.”

Varank, küresel ekonominin teknolojik gelişmeler, tedarik zinciri sorunları, arz güvenliği açıkları, bölgesel çatışmalar ve iklim değişikliği gibi büyük sınamalarla karşı karşıya olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Artık riskler daha da arttı, öngörülebilirlik azaldı. Türkiye de küresel düzeydeki bu olumsuzluklardan etkileniyor. Buna rağmen imalat sanayimizin öncülüğünde kaydettiğimiz başarılar da bir gerçek. Türkiye tüm sınamalara rağmen 2024'te OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen iki ekonomiden biri oldu. Bu başarıyı özel sektörümüzle dayanışma içinde yazdık. Yeni ekonomi politikalarımız ve sizlerin girişimci ruhu sayesinde bu zorlukları yine beraber aşacağımıza yürekten inanıyorum.”

"Belirsizlik ortamı, Türk üreticisi için fırsat"

Türkiye’nin güçlü bir ekonomi programına sahip olduğunu söyleyen Varank, Türk üreticisi için bu küresel karmaşa içinde önemli fırsatların olduğunu vurguladı:

“Ticaret savaşlarının oluşturduğu belirsizlikler yanında bu dönemde Türkiye’yi bekleyen fırsatlar da gerçek. Hükümetimizle ve bakan arkadaşlarımızla birlikte diplomasiden gelen gücümüzü de kullanarak ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bu belirsizlik ortamında özellikle Türk sanayicisi için yeni pazarlar var. Hep birlikte bunu başarmak için gayret edeceğiz. Türkiye ile iş birliği yapmak isteyen ülkelerle ilişkilerimizi farklı bir boyuta taşıyacağız.”

"Makine sektörü stratejik öneme sahip"

Varank, makine sektörünün Türkiye’de yaklaşık 60 bin girişimle faaliyet gösterdiğini, 500 binden fazla kişiye istihdam sağladığını ve 30 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirdiğini belirtti. Bu sektörün 12. Kalkınma Planı’nda ve yeni sanayi stratejisinde “öncelikli ve stratejik” olarak tanımlandığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Elbette hala dünya pazarında arzu ettiğimiz seviyede değiliz. Dünya ihracatından aldığımız payı artırmak için daha yüksek teknolojili, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir makine sektörüne sahip olmalıyız. Sanayimizi sürdürülebilir üretime yönlendirmek artık bir tercih değil, zorunluluktur.”

"Karbon ticareti yolda"

Varank, rekabetçiliği etkileyecek en önemli başlığın karbonsuzlaşma olduğuna işaret etti. Meclis gündemindeki iklim kanununa dikkat çekerek şunları söyledi:

“Şu anda TBMM’nin gündeminde ana konusu karbon ticareti olan bir kanun çalışmamız var. Geçmişte bize Paris İklim Anlaşması’nı Meclis’ten geçirmediğimiz için eleştiren muhalefet, bu kez bu kanunla ilgili yine eleştirilerde bulunuyor. Çalışmalarımızı sektörle birlikte yürütüyoruz, STK’larla istişare ediyoruz. Temel amacımız çevreye daha saygılı ürünler üretilebilmesinin önünü açmak.

"Milli üretim stratejisiyle yol alıyoruz"

MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Burhan Özdemir ise konuşmasında entegrasyon, verimlilik ve inovasyonun sanayideki dönüşüm sürecinde belirleyici olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Sanayici ve üretici bu kavramları ne kadar kullanmak istese de, içinde bulunduğu ekosistemin sanayi politikası da en az bu kavramlar kadar önemli. Bugün ‘yerli ve milli üretim’ gibi mottoları dolu dolu kullanabiliyorsak, bunu milli politika stratejimize borçluyuz. Evet, belki son bir-iki yüzyılı kaçırmış olabiliriz ama herkes biliyor ki ülkemiz gümbür gümbür geliyor. Önümüz açık, inancımız tam.”

"Sanayinin iki can damarı bir arada"

MÜSİAD Kimya, Metal ve Maden Sektör Kurulu Başkanı Muhittin Can, zirvenin sanayinin iki temel alanını bir araya getirdiğini belirterek şöyle konuştu:

“Bugün yalnızca bir sektörü değil, aynı zamanda bir ülkenin ekonomik bağımsızlığını, sanayi gücünü ve stratejik vizyonunu konuşmak üzere bir araya geldik. Güvenilir kaynak ve sürdürülebilir üretim kavramlarının önem kazandığı bu dönemde ham madde sektörü stratejik bir omurga olarak öne çıkıyor. Çünkü bizler biliyoruz ki bir ülkenin çeliği varsa üretimi vardır, alüminyumu varsa mobilitesi vardır, nikelden bakıra kadar sahip olduğu maden zenginlikleri onun sanayi politikalarının temel taşıdır.”

Can, ham madde sektörünün artık sadece kaynak çıkarmakla sınırlı olmadığını belirterek dönüşüm ihtiyacına dikkat çekti:

“Bu kaynakları bilgiyle, teknolojiyle ve ileri işleme kabiliyetiyle bütünleştirmek zorundayız. Yerli üretimi güçlendirmeli, stratejik madenlerde dışa bağımlılığı azaltmalı ve entegre sanayi yapılarımızı daha dirençli hale getirmeliyiz. Sürdürülebilirlik bir seçenek değil, zorunluluktur. Karbon ayak izinin takip edildiği bir dünyada yeşil dönüşümü ıskalama lüksümüz yok. Geri dönüşüm teknolojilerine, çevre dostu üretim süreçlerine ve dijitalleşmeye yatırım yapmak zorundayız.”

"Yerli ve milli makine üretimi kritik önemde"

MÜSİAD Makine Sektör Kurulu Başkanı İsmail Somalı da sektörün Türkiye için stratejik bir kaldıraç olduğuna vurgu yaptı:

“Üretimde tam bağımsızlığın olmazsa olmaz unsurlarından biri de üretim teknolojilerinde yerli ve milli makine üretim kabiliyetimizdir. Masada güçlü olmak için sahada güçlü olmalıyız. Ancak sahada güçlü olmak için de yerli ve milli makine teknolojilerinde öncü olmamız gerekmektedir.”

Somalı, 2024'te makine sektörünün 28,3 milyar dolarlık ihracatla rekor kırdığını belirterek, şunları söyledi:

“En çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında Almanya ve ABD ilk sıralarda yer almakta, bu da Türk makinelerine küresel pazarda duyulan güveni açıkça göstermektedir. Sektörümüz yatırım kabiliyetiyle, üretim gücüyle, ihracat başarısıyla ve kalkınma vizyonuyla yoluna emin adımlarla devam etmektedir. Ancak başarıyı sürdürülebilir kılmak için inovasyonu, ikiz dönüşümü, kümelenmeyi, verimliliği ve ölçek ekonomisi avantajlarını merkeze almak zorundayız.”

"Dünya yeni bir ekonomik modele evriliyor"

Zirvede konuşan Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, küresel ölçekte belirsizliğin arttığını, politik ve ekonomik koşulların sürekli değiştiğini söyledi:

“Geçen yıl küresel ticaret yüzde 3,7 artarak 33 trilyon dolarlık rekor seviyeye ulaştı. Ancak büyüme potansiyeli yeterince değerlendirilemiyor. Ukrayna'da hâlâ pozitif gelişme yok, Gazze meselesinde çözüm üretilemedi. Akla hayale gelmeyecek şeyler ‘çözüm’ diye sunuluyor, bu insanlığın vicdanını sızlatıyor.”

Tosyalı, ABD’nin yeni gümrük tarifelerinin etkilerine de değinerek şöyle dedi:

“Türkiye için daha düşük tarifeler sevindirici olabilir ancak bu bizi rehavete sokmamalı. Çünkü diğer ülkelere uygulanan tarifeler hem iç piyasayı hem de ihracatımızı doğrudan etkiliyor. ABD artık globalizasyondan fayda göremediği için korumacı politikalara dönüyor. Çin ise tam tersi bir pozisyon alıyor. Ekonomi form değiştiriyor ve önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni bir küresel ekonomik yapı doğacak.”

“AB'de Yeşil Mutabakat kapsamındaki yatırımlar hızla devam ediyor. Biz de Tosyalı olarak bu dönüşümün içindeyiz. Faaliyetlerimizi ekoverimlilik prensibiyle yürütüyoruz. 3 kıtada 50’ye yakın tesisimiz var, 15 bine yakın çalışanımızla 7 milyar dolarlık ciromuzu 2025’te 9 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik yatırımlarımız son 5 yılda 6 milyar doları aştı.”