EKONOMİ

DEİK: Vize engelinin farkındalığı arttı

DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Türkiye’ye yönelik vize süreçleriyle ilgili ilan edilen uygulama kararına yönelik açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) / Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’ye yönelik vize süreçleriyle ilgili 15 Temmuz 2025 tarihinde ilan ettiği yeni uygulama kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yalçındağ, uzun süredir Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinde en çok tartışılan başlıkların başında gelen vize meselesinin, sadece bireyleri değil, Türkiye’nin dış ticaret performansını da olumsuz etkilediğini vurguladı.

Yalçındağ açıklamasında, vize başvurularındaki uzun randevu süreçleri, belgelerin hâlâ dijital ortamda iletilememesi, vize süresinin kısalığı ve gerekçesiz red kararlarının ticaret ve yatırım akışını sekteye uğrattığını belirtti. “Fuar katılımlarından yatırım ziyaretlerine, üretim hattında görev alacak teknisyenlerin seyahatlerinden ticari ortaklık kurma çabalarına kadar pek çok alanda iş dünyamız bu bürokratik engellerle karşı karşıya kalıyor,” dedi.

DEİK olarak hem Türkiye’deki ilgili kamu kurumlarıyla hem de Avrupa’daki muhataplarla yoğun iletişim halinde olduklarını kaydeden Yalçındağ, “İş dünyamızın yaşadığı somut mağduriyetleri her platformda gündeme taşıyor, bu sürecin ticari boyutunu vurguluyoruz. Nihayetinde, Türkiye-AB ilişkilerinin geldiği ekonomik entegrasyon düzeyinde bu tür engellerin sürdürülebilir olmadığını anlatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Avrupa Komisyonu’nun 15 Temmuz 2025’te yürürlüğe giren uygulama kararıyla birlikte, geçmişte vizesini kurallara uygun kullanan Türk vatandaşlarına daha uzun süreli ve çok girişli vizelerin verilmesinin önünün açılmasının olumlu bir adım olduğunu belirten Yalçındağ, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu karar, vize sorununun artık ikili ilişkilerdeki ağırlığı ve yarattığı rahatsızlığın Avrupa nezdinde de fark edildiğini gösteriyor. Ancak yapıcı diyalogla bu kararların sahaya nasıl yansıyacağını dikkatle izlemeli ve sürecin kalıcı çözüme dönüşmesini sağlamalıyız.”

“Bu gelişmeler, kamu ve özel sektör temsilcilerinin ortak çabalarının karşılık bulmaya başladığını gösteriyor.”

Tüm bu gelişmelerin, kamu ve özel sektör temsilcilerinin ortak çabalarının karşılık bulmaya başladığını gösterdiğinin altını çizen Yalçındağ, ancak, bu gelişmelerin Avrupa ülkeleri ile ikili ticari ilişkilerimizin mevcut durumu ve potansiyeli göz önüne alındığında yeterli olmadığını vurgulayarak, “Bu sebeple vize sorunu tamamen çözümüne ve vize serbestisinin sağlanmasına kadar, iş dünyası olarak gerekli adımları atmaya devam edeceğiz” dedi.

“Hızlı vize randevuları sağlanması için Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve Türkiye-Avrupa İş Konseyleri olarak sorumluluk almaya hazırız.”

Yalçındağ, “AB ülkelerinde yatırımı ve önemli ticari ilişkisi olan firmalarımızın bilgilerinin, güvenilirlik karinelerini ispatlayan unsurların akredite bir metodla derlenip ilgili AB diplomatik misyon temsilcilikleri makamlarına sunulmasını sağlayan bir sistemin hayata geçirilmesini dahi değerlendirebiliriz kanısındayım. Böylece hem evrak tasarrufu hem de bürokratik süreçlerde müthiş bir zaman tasarrufu sağlanacak. Böyle bir sistemin kurulmasında ve yürütülmesinde DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri olarak sorumluluk almaya hazırız” ifadelerinde bulundu.

“17 Kasım’da Brüksel’de düzenleyeceğimiz Türkiye-AB İş Zirvesi’yle önümüzde şekillenen pozitif gündemli ajandaya katkı sunmayı hedefliyoruz.”

Yalçındağ, “DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri olarak, 2000 yılından bu yana her yıl Brüksel’de düzenlenen, Avrupa iş dünyası ve politika yapıcılar arasındaki köprüyü sağlamlaştırarak Avrupa’nın geleceğini şekillendirmeyi amaçlayan “European Business Summit” kapsamında bu yıl 17 Kasım tarihinde “AB-Türkiye İş Zirvesi”ni gerçekleştireceğiz. Bu zirve ile dünyanın içinde bulunduğu belirsizlikler ve istikrarsızlıklar karşısında bölgesel iş birliğine duyulan ihtiyacı, bu bağlamda Türkiye’nin Avrupa’nın istikrarı ve geleceğinin inşası için vazgeçilmez yerini vurgulayacağımız bir dizi etkinliği hayata geçirip önümüzde şekillenen pozitif gündemli ajandaya katkı sunmayı hedefliyoruz. Bunu yaparken elbette tasvir ettiğimiz kritik küresel düzen koşullarında, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki stratejik yatırım ve ticaret ilişkilerinin vize gibi bir konuyla sekteye uğratılmaması gerektiğini tekrar tekrar hatırlatacağız” dedi.