EKONOMİ

Sabancı Üniversitesi IICEC Konferansı’nda kritik mineraller uyarısı

Abone Ol

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen 19. IICEC Konferansı, “Dünyada ve Türkiye’de Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını: Kritik Minerallerde Riskler ve Çözümler” temasıyla 26 Aralık’ta Sabancı Center’da gerçekleştirildi. Konferansa T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar onur konuğu olarak katılırken, açılış konuşmaları Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol tarafından yapıldı.

Elektrik Talebinde Hızlı Artış, Yeni Enerji Mimarisini Zorunlu Kılıyor

Konferansta konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin enerji vizyonunda yeni bir döneme girildiğini vurguladı. Elektrik talebinin hızla arttığına dikkat çeken Bayraktar, bu artışı karşılamak için üretim ve altyapı yatırımlarının hızlandırılacağını söyledi. Türkiye’nin yeni enerji mimarisinin merkezinde yerli kaynakların ve yenilenebilir enerjinin bulunduğunu belirten Bayraktar, 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar kurulu gücünün 120 bin megavata çıkarılmasının hedeflendiğini ifade etti.

2025’te 8 Bin MW’ın Üzerinde Yeni Yenilenebilir Kapasite

Bayraktar, 2025 yılının hedefler itibarıyla önemli bir büyüme yılı olacağını belirterek, “Bu yılı yaklaşık 6 bin megavat güneş ve 2 bin megavat rüzgar olmak üzere toplam 8 bin megavatın üzerinde yeni kapasiteyle kapatacağız. Bu tablo, Türkiye’nin enerji dönüşümünde güçlü bir ivme yakaladığını gösteriyor” dedi.

İletim 2.0 Dönemi ve ‘Elektrik Otobanı’ Yaklaşımı

Artan elektrik talebinin sürdürülebilir biçimde karşılanabilmesi için altyapı yatırımlarının kritik önemde olduğunu vurgulayan Bayraktar, iletim ve dağıtım şebekelerinde kapsamlı bir yatırım dönemine girildiğini söyledi. Türkiye’yi doğudan batıya, kuzeyden güneye bağlayacak yüksek kapasiteli bir “elektrik otobanı” anlayışıyla iletim 2.0 döneminin başlatılacağını belirten Bayraktar, güçlü ve dayanıklı bir elektrik altyapısının hedeflendiğini kaydetti.

Enerji ve Madende 2026 Eşik Yıl Olacak

Türkiye’yi elektrik ve doğalgaz ticaretinde daha etkin bir konuma taşımayı amaçladıklarını ifade eden Bayraktar, petrol ve doğalgazda hem yurt içi üretimin artırılacağını hem de yurt dışı projelerle daha güçlü ve uluslararası bir milli yapı kurulacağını söyledi. Madencilikte insan ve çevre odaklı bir anlayış benimsediklerini vurgulayan Bayraktar, “2026 yılı, güçlü finansman ve iş birlikleriyle Türkiye’nin enerji ve maden alanında ağırlığını artıracağı bir eşik yıl olacak” dedi.

Jeopolitik Gelişmeler Enerji Denkleminde Belirleyici

Konferansın keynote konuşmasını yapan IEA Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, jeopolitik unsurların küresel enerji denkleminde giderek daha belirleyici hale geldiğini söyledi. Petrolde arzın bol, talebin ise özellikle Çin kaynaklı olarak yavaşladığı bir döneme girildiğini belirten Birol, fiyatların son bir yılda 80 dolardan 60 dolar seviyelerine gerilediğini ve 2026’da da bu seviyelerde seyretmesinin beklendiğini ifade etti.

Elektrifikasyon Petrol Talebinin Geleceğini Belirleyecek

Ulaşım sektörünün petrol tüketiminin yüzde 45’ini oluşturduğunu aktaran Birol, 2030–2040’a kadar petrol talebinin devam edeceğini, ancak sonrasında ulaştırma sektöründeki elektrifikasyonun belirleyici olacağını söyledi.

LNG Arzı Artıyor, Elektrik Talebi Hızlanıyor

Doğalgaz tarafında tarihte görülmemiş ölçekte yeni LNG kapasitesinin devreye alındığını belirten Birol, bunun fiyatları aşağı çektiğini ve alıcıların pazarlık gücünü artırdığını dile getirdi. Kömür üretiminde Çin’in dünya üretiminin yüzde 65’ini gerçekleştirdiğini, diğer ülkelerde ise düşüş eğiliminin sürdüğünü aktardı. Birol, önümüzdeki 10 yılda elektrik talebinin toplam enerji talebinden altı kat daha hızlı büyüyeceğini, bu artışın yapay zeka veri merkezleri, iklimlendirme ihtiyacı ve elektrikli araçlardan kaynaklanacağını vurguladı.

COP31 Türkiye İçin Küresel Bir Fırsat

Dr. Fatih Birol ayrıca, Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapmasının iklim konusunun yeniden küresel gündemin üst sıralarına taşınması açısından kritik bir fırsat olduğunu ifade etti.

“Kritik minerallerde 1970’lerin petrol krizine benzer kırılganlık ihtimali”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, nükleer enerjide küresel ölçekte yeni bir dönemin başladığını vurguladı. 2025 yılının nükleer üretimde bir zirve yılı olduğuna dikkat çeken Birol, “Yıllar önce öngördüğümüz gibi nükleere güçlü bir geri dönüş gerçekleşti. Nükleer, Türkiye için bir tercih değil, stratejik bir zorunluluktur” dedi.

Kritik Minerallerde Yüksek Yoğunlaşma Küresel Risk Yaratıyor

Kritik minerallerdeki yüksek coğrafi yoğunlaşmanın ciddi riskler barındırdığına işaret eden Birol, bu minerallerin yalnızca enerji sektörü için değil, birçok stratejik sektör açısından da hayati önemde olduğunu söyledi. Nadir toprak elementlerinde Çin’in pazar payının yüzde 92 seviyesinde bulunduğunu belirten Birol, tüm alternatif rafinaj projeleri hayata geçirilse dahi bu oranın 2035’te ancak yüzde 75’e gerileyebileceğini ifade etti. Birol, “1970’lerde petrol krizini yaşadık. Yakın gelecekte kritik minerallerde benzer bir kırılganlık ihtimalini göz ardı edemeyiz” uyarısında bulundu.

COP31, İklimi Yeniden Küresel Gündeme Taşıyabilir

Enerji güvenliği ve elektrifikasyonun yanı sıra iklim değişikliğinin önemine de dikkat çeken Birol, emisyonların yüzde 85’inin enerji sektöründen kaynaklandığını hatırlattı. Afetlerin hem sıklığının hem de şiddetinin arttığını vurgulayan Birol, buna karşın iklim konusunun dünya liderlerinin gündeminde geri plana itildiğini söyledi. Birol, “Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapmasını, iklimi yeniden küresel gündemin üst sıralarına taşıyacak ve finansman açısından gelişmiş ülkelerle gelişmekte olanlar arasında köprü kuracak son derece kritik bir fırsat olarak görüyorum” dedi.

Enerji Güvenliği Artık Ekonomik ve Ulusal Güvenlik Meselesi

Konferansın açılışında konuşan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ise enerji alanında yaşanan dönüşümün çok boyutlu etkilerine dikkat çekti. Küresel enerji talebinin artmaya devam ettiğini belirten Sabancı, “Jeopolitik gelişmeler, ticaret dinamikleri, kritik mineraller ve iklim değişikliğinin etkileri enerji güvenliğini doğrudan şekillendiriyor. Bu tablo, enerji güvenliğini aynı zamanda ekonomik ve ulusal güvenlik meselesi haline getirmiş durumda” ifadelerini kullandı.

Türkiye Enerjide Güçlü Konumunu Sürdürüyor

Türkiye’nin enerji alanındaki büyüme dinamiklerinin güçlü olduğunu vurgulayan Güler Sabancı, enerji altyapısının hızla geliştiğini, yenilenebilir enerjide Türkiye’nin Avrupa’da ilk beş ülke arasında yer aldığını söyledi. Yeni yatırımlarla bu konumun daha da güçleneceğini ifade eden Sabancı, enerji teknolojileri ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıldığını belirtti.

IICEC Türkiye’de Öncü Bir Model

IICEC’nin her yıl sektöre yön veren “enerji görünümü” çalışmalarını yayımladığını hatırlatan Sabancı, “Türkiye Kritik Enerji Mineralleri Görünümü” raporunun da kamu, özel sektör ve akademinin ortak katkısıyla Türkiye’de ilk kez hazırlandığını söyledi. Yapay zekanın etkisinin giderek arttığı bir dönemde, ortak akıl ve bilim temelli yaklaşımların önemine dikkat çeken Sabancı, “Geleceği öngörerek ortak akılla kurduğumuz IICEC, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir” dedi.

Kritik Enerji Minerallerinde Talep 2053’e Kadar 11 Kata Çıkabilir

Konferansta IICEC Direktörü Bora Şekip Güray tarafından “Türkiye Kritik Enerji Mineralleri Görünümü 2025” raporunun lansmanı yapıldı. Raporda, temiz elektrifikasyondaki büyümeye paralel olarak kritik enerji minerallerine olan talebin 2053 yılına kadar mineral türüne bağlı olarak 3 ila 11 kat artabileceği ortaya kondu.

Güray, katma değerli ve sürdürülebilir üretimin yanı sıra teknolojik dönüşümle uç ürünlere yönelmenin; enerji güvenliğinin sağlanması, tedarik risklerinin yönetilmesi ve yeni fırsatların değerlendirilmesi açısından kritik önemde olduğunu vurguladı. Kritik minerallerde özellikle rafinaj ve teknolojik uç ürünlere odaklanmanın önemli kazanımlar sağlayabileceğini belirten Güray, uluslararası iş birliklerinin de bu süreçte belirleyici olacağını ifade etti.

Enerji Güvenliği ve Kritik Mineraller Paneli

Konferans kapsamında IICEC Koordinatörü Dr. Mehmet Doğan Üçok’un sunumuyla, SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov moderatörlüğünde “Enerji Güvenliğinde ve Kritik Minerallerde Riskler ve Çözümler” başlıklı panel düzenlendi. Panele T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Ayşe Berris Ekinci, Türkiye Madenciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz ve Hitachi Türkiye Ülke Müdürü Yasemin Hoşder Öztekin konuşmacı olarak katıldı.

Panelde enerji güvenliğini etkileyen çok yönlü dinamikler; kritik mineraller, elektrifikasyon, diplomasi, sanayi, iş dünyası ve teknoloji boyutlarıyla ele alındı. Gelecek perspektiflerinde insan kaynağının, kritik bir başarı faktörü olarak öne çıktığı vurgulandı.