ŞİRKET HABERLERİ

Magnasand, giyilebilir sağlık ürünleriyle dünyaya açılıyor

Abone Ol

2019 yılında 5 milyon dolarlık yatırım sermayesiyle kurulan Magnasand, kısa sürede sağlık teknolojileri alanında fark yaratan bir Türk markası haline geldi. Cirosunun yüzde 15’ini Ar-Ge’ye ayıran şirket, kas ve eklem sağlığını korumayı, ödem ve ağrı yönetimini kolaylaştırmayı hedefleyen medikal destek ürünleriyle dikkat çekiyor.

Doğal kaynaklardan elde edilen manyetik siyah kumu modern üretim teknolojileriyle buluşturan Magnasand, “doğanın gücünü kuşan” mottosuyla doğanın iyileştirici potansiyelini giyilebilir teknolojiye dönüştürüyor. Şirket, bilimsel analizlerle desteklenen Ar-Ge çalışmaları sonucunda 2023 yılında ilk ürünlerini piyasaya sundu.

1000 Satış Noktası ve 10 Ülkeye İhracat Hedefi
Türkiye’de satış ağı hızla genişleyen Magnasand, Yunanistan distribütörlüğüyle başladığı yurt dışı yolculuğunu 2026 yılı sonuna kadar 10 ülkeye ihracatla taçlandırmayı hedefliyor. Aynı dönemde Türkiye genelinde 1000 satış noktasına ulaşılması planlanıyor.

Bilimsel Temelli Doğal Terapi Ürünleri
Dizlik, dirseklik, boyunluk, sırtlık, bellik, bileklik, bandana, eldiven, topukluk ve çorap gibi ergonomik ürünlerden oluşan geniş ürün gamı, kas-iskelet sistemi ağrıları, romatizmal rahatsızlıklar, ödem ve dolaşım problemleri gibi birçok alanda doğal destek sunuyor. Ürünlerin etkinliği, bilimsel analizler, sertifikalar ve tescillerle belgelenmiş durumda.

“Doğadan Aldığımız Şifayı Teknolojiyle Erişilebilir Hale Getiriyoruz”
Magnasand Genel Müdürü Emre Gökmen, markanın vizyonunu şu sözlerle özetliyor:
“Binlerce yıllık geçmişe sahip manyetik siyah kumun mineral zenginliğini bilimsel temellerle birleştirerek, günlük yaşamda kolayca kullanılabilecek giyilebilir sağlık ürünleri geliştirdik. Her bir ürünümüz, insan anatomisine uygun tasarımı ve mühendislik gücüyle hem konforu hem de sağlığı bir araya getiriyor.”

“Topraklarımızın Şifalı Gücünü Dünyaya Sunuyoruz”
Magnasand Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çetmen ise markanın doğuş hikayesini şöyle anlatıyor:
“Yıllarca farklı yöntemlerle ağrılarıma çare aradım, sonunda şifanın aslında kendi topraklarımızda olduğunu fark ettim. Magnasand ile bu doğal mucizeyi insanlığa ulaştırmak istedik. Her ürünümüz; ergonomik yapısı, özel kumaşı ve yüksek mühendislik kalitesiyle konforu, verimliliği ve doğallığı bir arada sunuyor.”

Magnasand’ın kurucu ortaklarından sanatçı Hülya Avşar ise markanın insan odaklı yaklaşımını şu sözlerle ifade etti: “Öncelikle inanmadığım ve kullanmadığım hiçbir projenin ne içinde ne de yakınında bulundum. Ancak bu ürünün hem rakipsiz oluşu, hem de insanlığa hizmet etmesi ve doğanın gücünü taşınabilir hale getirmesi ekstra ilgimi çekti. Ben her zaman bedenin, zihnin ve ruhun bir bütün olduğuna inandım. Spor hayatımın ayrılmaz bir parçası oldu. Çünkü bedenine özen göstermek, insanın kendine verebileceği en güzel hediyelerden biri. Magnasand olarak da bu anlayışla örtüşen, sadece bir kesime değil herkese hitap eden bir yapıyla hareket ediyoruz. Ayağını burkan bir çocuktan spor yaralanması yaşayanlara, belini inciten Hakkı amcadan siyatik ağrısı çeken Ayşe teyzeye kadar… Yaş fark etmeksizin herkesin kendi evinde bu doğal terapiden faydalanabilmesini istiyoruz.”

Bilimsel olarak kanıtlanmış doğal destek

Magnasand ürünlerinin faydalarını Medipol Üniversitesi’nde 200’den fazla kişiyle gerçekleştirilen çift kör, plasebo kontrollü klinik çalışma da kanıtlıyor. Çalışma sonucunda, manyetik siyah kum uygulaması yapılan grupta diz, bel, el ve eklem ağrılarında anlamlı iyileşme gözlemleniyor. Tedavi öncesinde 7–8 seviyelerinde olan ağrı skorlarının, 4 seviyesine kadar gerilediği ve romatizmal ağrılar, karpal tünel sendromu ve migren şikâyetlerinde de benzer şekilde belirgin bir azalma tespit edildiği belirtiliyor. Bu sonuçlar, Magnasand ürünlerinin yalnızca mekanik bir destek sunmadığını, aynı zamanda içerdiği mineraller sayesinde hücresel düzeyde etki göstererek vücudu doğal biçimde desteklediğini ortaya koyuyor.

Ekibiyle birlikte gerçekleştirdikleri araştırmalarla manyetik siyah kumun faydalarını ortaya koyan İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Mahmut Tokaç “Gerçekleştirdiğimiz araştırmalar, halk arasında uzun yıllardır rahatlatıcı etkisiyle bilinen Ünye siyah manyetik kumunun bu ününü destekler nitelikte sonuçlar ortaya koyuyor. Ünye sahillerinden elde edilen bu doğal materyalin kullanıldığı ürünlerle yaptığımız klinik çalışmalar, uyku kalitesinde ve stres seviyelerinde anlamlı iyileşmeler sağlandığını gösteriyor. Elde ettiğimiz bulgular, doğanın bize sunduğu hazinelerin bilim ışığında ve modern yöntemlerle değerlendirildiğinde insanların yaşam kalitesine sağlayabileceği katkıyı da ortaya koyuyor” dedi. Magnasand, içerisindeki 20’den fazla mineral sayesinde doğanın şifasını modern yaşamla buluşturarak, kas-iskelet sistemi ağrılarından, ödem ve ödem ağrılarına, dolaşım problemlerine kadar geniş bir yelpazede doğal destek sunuyor.