İstanbul Holding, birlikte çalışma kültürü ilkesi doğrultusunda tarım sektöründeki yatırımlarına bir yenisini ekliyor. Holding, Konya’nın Tuzlukçu Bölgesi’nde toplam 1 milyon metrekarelik alanda Jeotermal Isıtmalı Teknolojik Sera Projesi’ni hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Projenin ilk etabı 50 bin metrekarelik alanda kurulacak. Bu etap için yaklaşık 8 milyon dolarlık yatırım planlanırken, kısa vadede hissedarlar ve girişimcilere 25 milyon dolar yatırım değeri sunulması hedefleniyor. Jeotermal enerjiyle ısıtılacak sera projesi, yılın 12 ayı boyunca üretim yapılmasına imkân tanıyacak. İklim koşullarından bağımsız, doğal kaynaklardan enerji elde edilen ve ilaçsız tarımı destekleyen yapısıyla proje, sürdürülebilir tarıma katkı sağlamayı amaçlıyor. İlk etapta domates üretimiyle başlanacak.
Hedef 1 milyon metrekare ve 500 milyon dolar yatırım değeri
İstanbul Holding, projenin kısa sürede 1 milyon metrekarelik alana yayılmasını ve toplamda 500 milyon dolarlık yatırım değerine ulaşmasını hedefliyor. Bu yatırım, BIG Tarım’ın ardından holdingin tarım alanındaki ikinci büyük hamlesi olacak. İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, holdingin pandeminin etkilerinin devam ettiği 11 Haziran 2021 tarihinde, İTO’da komite ve meclis üyeliği yapmış 100 iş insanının bir araya gelmesiyle kurulduğunu belirtti. Kalsın, “Bugün İstanbul Holding’in 100 seçkin ortağının oluşturduğu ekosistemde 250’den fazla şirket ve 15 binden fazla çalışan bulunuyor” dedi.
BIG Tarım ve girişim sermayesi fonu hamlesi
Kalsın, holdingin ilk yatırımını Aralık 2023’te iştiraki İH Tarım A.Ş. aracılığıyla Uşak Ulubey’de, yaklaşık 2 milyon metrekarelik alanda 85 bin ağaçla badem üretimi yapan BIG Tarım’a yaptıklarını hatırlattı. Nisan 2024’te ise İstanbul Holding Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nu hayata geçirdiklerini ifade etti. SPK onaylı ve şeffaf bir yönetişim yapısıyla faaliyet gösteren fonun; finansal getirinin yanı sıra ekonomik kalkınma, sosyal fayda ve çevresel etkiyi birlikte gözettiğini vurgulayan Kalsın, İstanbul Holding GSYF’nin Türkiye’de inovasyonu destekleyen ve reel ekonomiye nitelikli katkı sunan öncü bir girişim sermayesi fonu olarak yoluna devam ettiğini söyledi.
“İklim krizi, gıda güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma birbirinden ayrılamaz”
İçinde bulunulan çağın; iklim krizi, gıda güvenliği ve sürdürülebilir kalkınmanın artık ayrı ayrı ele alınamayacağını açıkça ortaya koyduğunu belirten İstanbul Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kalsın, küresel gelişmelerin tarım ve gıdayı dünyanın en stratejik başlıklarından biri haline getirdiğine dikkat çekti. Kalsın, “Küresel ölçekte yaşanan savaşlar, iklim hareketliliği, kuraklık ve tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar; tarım ve gıdayı stratejik bir gündem maddesi konumuna taşıdı. İklim krizi artık yalnızca çevresel değil; ekonomik, sosyal ve insani boyutları olan çok katmanlı bir mesele haline geldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sıkça vurguladığı gibi iklim değişikliğiyle mücadelenin, sürdürülebilir kalkınma ile gıda ve su güvenliğinin güçlendirilmesinin ülkeler açısından öncelikli konular arasında yer aldığını ifade eden Kalsın, bu vizyon doğrultusunda Türkiye’nin iklim diplomasisi ve sürdürülebilir kalkınma alanında giderek daha güçlü bir rol üstlendiğini söyledi.
Tarım stratejik bir alan, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 31. Taraflar Konferansı’na (COP31) ev sahipliği yapacak olmasının, bu sorumluluk ve liderlik iddiasının somut bir göstergesi olduğunu vurgulayan Murat Kalsın, bu noktada özel sektörün rolünün hayati önem taşıdığına işaret etti.
Kalsın, “Hayata geçirdiğimiz bu proje yalnızca finansal bir yatırım değil, gelecek nesillere bırakılacak bir üretim ve değer modeli olarak tasarlandı. Birlikte çalışma kültürü ilkesiyle 100 iş insanının bir araya gelerek kurduğu İstanbul Holding, tarımı stratejik bir alan ve toplumsal bir sorumluluk olarak görüyor. BIG Tarım’ın ardından ikinci büyük tarım yatırımımızı da bu anlayışla Konya’da hayata geçiriyoruz” diye konuştu.
Yatırım Konya Tuzlukçu’da 1 milyon metrekarelik alanda planlandı
Konya’nın Tuzlukçu Bölgesi’nin tercih edilme nedenine ve jeotermal enerji kullanımına da değinen Murat Kalsın, projenin tarıma bakışlarının somut bir yansıması olduğunu belirtti. Kalsın, “1 milyon metrekarelik alanda planlanan Jeotermal Isıtmalı Teknolojik Sera Projemiz; enerji verimliliğini, çevre dostu üretimi ve yüksek teknolojiyi bir araya getiriyor. Bu yatırım; yüksek getirili, düşük riskli bir model sunarken, kadın istihdamını artıran, bölgesel kalkınmayı ve gıda güvenliğini destekleyen örnek bir proje niteliği taşıyor” dedi.
Hedef 500 milyon dolarlık yatırım değeri
Projenin ilk etabının 50 bin metrekarelik alanda hayata geçirileceğini aktaran Kalsın, bu aşamanın yaklaşık 8 milyon dolarlık yatırım maliyetine sahip olduğunu belirtti. Kısa süre içinde hissedarlar ve girişimcilere 25 milyon dolarlık bir yatırım değeri kazandırılmasının hedeflendiğini ifade eden Kalsın, nihai amaçlarının ise projeyi 1 milyon metrekareye yayarak 500 milyon dolarlık bir değer oluşturmak olduğunu vurguladı.
Yatırım yaklaşımında da sürdürülebilirliği esas aldıklarını kaydeden Kalsın, “Beş yıl boyunca yıllık 2,5 milyon kilogram domates üretim garantisiyle yatırımcılarımız için öngörülebilir ve istikrarlı bir gelir modeli oluşturuyoruz” dedi.
12 ay üretim, ilaçsız tarım ve temiz enerji modeli
Jeotermal Isıtmalı Teknolojik Sera Projesi’ni özel kılan unsurun yalnızca ölçeği olmadığını vurgulayan Murat Kalsın, doğayla uyumlu üretim anlayışına dikkat çekti. Kalsın, “Jeotermal enerjiyle ısıtılan, güneşten faydalanan ve iklim koşullarından bağımsız çalışan bu seralar; 12 ay boyunca hasat imkânı sunan, ilaçsız tarımı destekleyen modern bir üretim modelini temsil ediyor” dedi.
Projenin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan sürdürülebilir gıda üretimi, temiz enerji, yenilikçi altyapı, sorumlu üretim-tüketim ve iklim eylemine doğrudan katkı sağladığını belirten Kalsın, yatırımın aynı zamanda bölgesel kalkınma ve istihdama güçlü bir destek sunduğunu ifade etti.
Seralarda çalışanların büyük bölümünü kadınların oluşturmasının, projenin kadın istihdamını ve hane ekonomisini destekleyen önemli bir sosyal boyuta sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
Tarıma sabreden kazanır
Tarımın bir sabır işi olduğunu söyleyen Murat Kalsın, iklim riskleri, maliyet baskıları ve nitelikli iş gücü ihtiyacının sektörü zorlaştırdığını, ancak teknolojiyle desteklenen seracılık modelinin; bu zorlukları avantaja dönüştüren, verimliliği, sürdürülebilirliği ve öngörülebilirliği aynı potada buluşturan bir çözüm sunduğunu kaydetti. Murat Kalsın, Jeotermal Isıtmalı Teknolojik Sera Projesi benzeri yatırımların; tarım ve gıda alanında aynı anda iklimle mücadele eden, enerji verimliliğini artıran, istihdam yaratan ve yatırımcıya öngörülebilir, sürdürülebilir bir getiri sağlayan nadir alanlar arasında yer aldığını da sözlerine ekleyerek, “Sürdürülebilirlik bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Türkiye’nin iklim vizyonuna, tarım stratejilerine ve kalkınma hedeflerine katkı sunan bu yaklaşımın; iş dünyamız için de ilham verici bir örnek olmasını temenni ediyoruz. Çünkü bu proje yalnızca bir yatırım değil, ülkemizin gıda güvenliğine, kadın istihdamına ve yenilenebilir enerji vizyonuna katkı sağlayacak stratejik bir adımdır” şeklinde konuştu.