2024 Şubat ayında satın aldıkları 26 dönümlük arazide kurulan Homeland, mobilyadan ev tekstiline kadar bir evin ihtiyaç duyabileceği hemen her ürünü sunuyor. Gülle, cirolarının dörtte birini Türkiye’den getirdikleri ürünlerle gerçekleştirdiklerini belirterek, “Şu anda 18 farklı kategoride toplam 5 bin çeşit ürünü müşterilerimize sunuyoruz. Burasını yalnızca bir Türk pazarı olarak tasarlamadık çünkü Viyana, Avrupa’nın kalbinde yer alıyor. İnsanlar komşu ülkelerden buraya alışverişe geliyor ve biz de çok uluslu bir müşteri kitlesine hitap ediyoruz. Ürünlerimizi de bu çok kültürlü yapıya göre belirledik” dedi.
Homeland’in ortaklarından olan Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar İncesu ise Avusturya’daki ürün standartlarının önemine dikkat çekerek, “Türkiye’den gelen ürünlerde belirli standartları oluşturmaya başladık. Bu standartlar diğer sektörlere de yayıldığında, Türkiye’den yalnızca Avusturya’ya değil tüm Avrupa’ya çok daha fazla ve kaliteli ürün ulaşacak. Bunun öncüsü olmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de uzun yıllardır tekstil sektöründe faaliyet gösteren İsmail Gülle, bu yatırımlarına ek olarak Viyana’da bir ev ve yaşam merkezi açarak Homeland markasını Avrupa’ya taşıdı. Başlangıçta yatırımın Türk markalarının ihracat merkezi olarak planlandığını, ancak sürecin değiştiğini belirten Gülle, “2024 Şubat ayında iflas eden bir Avusturyalı ev ve yaşam merkezi firmasının şubesini satın aldık ve 15 bin metrekare kapalı alan olmak üzere toplam 26 dönümlük arazide projemize başladık. Mağazayı sadece 6 ay gibi kısa bir sürede tamamladık ve hizmete açtık” dedi.
Gülle, ürün tedariklerini Almanya, İtalya, Avusturya, Polonya ve Türkiye’den gerçekleştirdiklerini belirterek, “Burasını bir Türk pazarı olarak değil, Avrupa’nın kalbinde bir yaşam merkezi olarak tasarladık. Etrafımızda dokuz komşu ülke bulunuyor ve insanlar buralardan alışverişe geliyor. Dolayısıyla ürün gamımızı tüm bu farklı topluluklara hitap edecek şekilde oluşturduk” dedi.
Mobilya ve Ev Tekstili Türkiye’den
Türkiye’den önemli üreticilerle iş birliği yaptıklarını vurgulayan Gülle, “Ciromuzun dörtte birini Türkiye’den tedarik ettiğimiz ürünlerle sağlıyoruz. Mobilyalarımız Bursa İnegöl’den geliyor; ev tekstili ve havlularımızı tamamen Türkiye’den temin ediyoruz. Tüm bu ürünleri Homeland markasıyla sunuyor ve ismimizi bir marka hâline getirerek yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Yakın zamanda online satış tarafında da ciddi bir atılım yapacağız” dedi.
Gülle, öncelikli hedeflerinin mağazayı sağlam bir şekilde işletmek olduğunu ve ilerleyen dönemde şubeleşmeye odaklanacaklarını belirterek, “Mağazamız, 35 yıl boyunca aynı işi yapan ve yakın zamanda iflas eden bir başka mağazanın yerinde açıldı. İnsanlar mağazanın konumuna alışkın, bu ciddi bir avantaj sağlıyor. Mevcut müşteri potansiyelini değerlendirirken, yeni kanallar da oluşturuyoruz. Tüm toplulukları hedef kitlemize ekleyerek çeşitliliği artırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki ekonomik konjonktürü iyi okuyup fırsatları değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Herkesin temkinli olduğu bir dönemde biz büyük bir yatırım kararı aldık ve Avrupa’nın en büyük merkezlerinden birini hayata geçirdik. Bu, o dönemde önemli bir riskti. Önemli olan fırsatları görebilmek, doğru zamanda doğru yerde olabilmek. Gelişimi ve değişimi okuyarak fırsatları değerlendirmek gerekiyor.”
1,5 Yıllık İş 6 Ayda Tamamlandı
Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar İncesu, mağazanın açılış sürecinde deneyimli bir ekip ile çalıştıklarını belirterek, benzer bir mağaza açılışının normalde 1,5 yıl sürdüğünü, kendilerinin bunu sadece 6 ayda tamamladığını söyledi. İncesu, “Homeland konseptini oluştururken Türkiye’deki ve Avrupa’daki hemen tüm fuarları ziyaret ettik. Mevcut 18 kategoriye önümüzdeki 6 ayda 6 kategori daha eklemeyi planlıyoruz. Amacımız mağazayı Avrupa’nın merkezinde bir ev ve yaşam konsepti hâline getirmek” dedi.
Türkiye’den yapılan ithalata da değinen İncesu, standartlar konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. “Dünyadaki bilinen markaların en önemli özelliklerinden biri kaliteyi standart hâline getirmektir. Biz burada bu süreci başlatarak Türkiye’deki mobilya ve ev tekstiline standart getirmiş oluyoruz. Türkiye’den çok daha fazla ürün getirmek istiyoruz; ancak bazı ürünler için geri dönüşüm ve standart gereklilikler bulunuyor. Önemli olan çok üretmek değil, kaliteli ve belirli standartlarda üretmek. Bu standartlar diğer sektörlere yayıldığında, Türkiye’den sadece Avusturya’ya değil tüm Avrupa’ya daha fazla ve kaliteli ürün ulaşacak. Biz de Türkiye’de bunun öncüsü olacağız” dedi.