EKONOMİ

Güneydoğu Anadolu hububat ihracatı 11 ayda 3,2 milyar dolara ulaştı

Abone Ol

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, 11 aylık dönemde yaklaşık 11 milyar dolara ulaşan bölge ihracatının yüzde 29,6’sını oluşturarak liderliğini sürdürdü. Ocak–Kasım döneminde sektörel ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4 artışla 3,2 milyar dolara yükseldi.

Ürün bazında bakıldığında makarna, 557,4 milyon dolarlık ihracat değeriyle sektörün en yüksek paya sahip ürünü oldu. Birim fiyatları yüzde 21,6 artan ayçiçek tohumu yağı ihracatı ise yüzde 18,2’lik yükselişle 543,9 milyon dolara ulaştı. Tatlı bisküvi ve gofret ihracatı, 339 milyon dolarla buğday ununu geride bırakarak üçüncü sıraya yükseldi.

Irak Geriledi, Suriye ve ABD Dengeyi Değiştirdi

Ülke bazında Irak, 871,9 milyon dolarlık ihracat hacmiyle bölgenin en büyük pazarı olmayı sürdürdü ancak bu pazarda yüzde 15,4’lük bir düşüş yaşandı. Buna karşılık Suriye’ye yapılan ihracat yüzde 47,7 artarak 369,4 milyon dolara yükseldi ve Irak’taki kaybı kısmen dengeledi. ABD’ye ihracat ise yüzde 37,2 artışla 265,8 milyon dolara ulaşarak ülkeyi Güneydoğu Anadolu’nun ilk üç pazarı arasına taşıdı. Aynı dönemde Afrika ülkelerine yönelik ihracat da yüzde 17,3 artış gösterdi.

Orta Doğu 1,5 Milyar Dolara Yaklaştı

Orta Doğu pazarının, 11 aylık dönemde yüzde 4,1’lik sınırlı bir gerilemeye rağmen yaklaşık 1,5 milyar dolarlık hacmiyle bölgenin hububat ihracatında lider konumunu koruduğunu belirten Güneydoğu Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, ticaretin artık daha seçici ve stratejik bir zeminde ilerlediğine dikkat çekti.

Kadooğlu, bölgenin hububat ticaretinde yüzde 46,2 paya sahip olan Orta Doğu ile ilişkilerde Suriye ve Irak’ın belirleyici rol oynadığını ifade ederek, “Suriye’ye yönelik hububat ihracatımızda kaydedilen yüzde 47,7’lik artış, bölgenin Orta Doğu ile ticaretinde geçmiş yıllar ortalamasını koruyan temel unsur oldu. Irak’ta yaşanan yüzde 15,4’lük düşüşte ise yerli üreticiyi korumaya yönelik ithalat kısıtlamaları etkili oldu” dedi.

Suriye’de Normalleşme Hızlı Toparlanma Getirdi

Suriye’de yeni yönetimle birlikte artan öngörülebilirliğin, lojistik akışların düzenli hale gelmesinin ve sınır ticaretindeki normalleşmenin, hububat başta olmak üzere gıda ve temel tüketim ürünlerinde hızlı bir toparlanma sağladığını vurgulayan Kadooğlu, Irak’ta bazı ürün gruplarında ithalatın yeniden serbest bırakılmasını da olumlu bir adım olarak değerlendirdi.

Kadooğlu, “Bu karar yalnızca ticaret hacmini artırmakla kalmayacak; Irak halkının nitelikli, güvenilir ve çeşitliliği yüksek gıdaya erişimini de güçlendirecek. Serbestleşmenin gıda ile bağlantılı tüm ürün gruplarına yaygınlaştırılması, hem tüketici refahını artıracak hem de iki ülke arasındaki ticari ilişkileri daha dengeli ve sürdürülebilir bir zemine taşıyacaktır” diye konuştu.

Önümüzdeki dönemde Irak pazarında karşılıklı faydaya dayalı daha dengeli bir ticaret çerçevesinin yeniden tesis edilmesini önemsediklerini belirten Kadooğlu, Suriye’de ise yeniden yapılanma sürecinde Türk üreticisinin tedarik gücüyle kalıcı ve çok boyutlu iş birlikleri geliştirilmesini öncelikli hedef olarak gördüklerini ifade etti.

Afrika Pazarı Kalıcı ve Stratejik Büyüme Alanı

Ocak–Kasım döneminde Güneydoğu Anadolu hububat ihracatının yüzde 30’unun Afrika pazarlarına yöneldiğini ve bu hatta yüzde 17,3’lük büyümeyle 967,2 milyon dolarlık gelir elde edildiğini belirten Kadooğlu, Afrika’nın artık geçici bir alternatif değil, kalıcı ve stratejik bir büyüme alanı olarak konumlandırıldığını söyledi.

Cibuti, Gana ve Sudan gibi yerleşik pazarlarda derinleşmenin sürdüğünü, Togo ve Benin’de ise güçlü artışlar kaydedildiğini aktaran Kadooğlu, Sahra Altı Afrika’da doğru temas ve doğru enstrümanlarla hızla ölçeklenebilecek büyük bir potansiyelin bulunduğuna dikkat çekti.

Kasım ayında Gana, Benin ve Togo’ya yönelik düzenlenen Sektörel Alım Heyeti programının bu yaklaşımın sahadaki karşılığını net biçimde ortaya koyduğunu ifade eden Kadooğlu, 35 Afrikalı firmanın yaklaşık 100 Türk firmasıyla 1.000’e yakın ikili görüşme gerçekleştirdiğini ve üretim tesislerini yerinde incelediğini belirtti.

Bu sürecin ticaretin yalnızca satış odaklı değil, güven, süreklilik ve tedarik zinciri entegrasyonu temelinde ilerlediğini gösterdiğini vurgulayan Kadooğlu, önümüzdeki dönemde Afrika pazarlarında istikrarlı büyümenin hedefli programlarla kalıcı ticari ortaklıklara dönüştürülmesini öncelikli gördüklerini sözlerine ekledi.