İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Meslek Komitesi’nin 2025 yılına ilişkin genel değerlendirmesini yaptığı ve 2026 yılına dair öngörülerin paylaşıldığı toplantıda, ayakkabı yan sanayi sektörünün bugünü ve yarını kapsamlı biçimde ele alındı. Toplantıda, küresel ekonomik dönüşümün sektöre etkileri, rekabet koşulları ve yeni dönemde izlenmesi gereken stratejik yol haritası öne çıkan başlıklar arasında yer aldı.
Toplantı sonrası mikrofonlarımıza konuşan AYSAD Başkanı Sait Salıcı, sektörün artık sorunları tespit etme aşamasını geride bıraktığını, asıl odağın çözüm ve dönüşüm olması gerektiğini vurguladı.
“2025’i değerlendirdik, 2026 için yol haritamızı konuştuk”
Toplantının içeriğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sait Salıcı, sürecin verimli ve yol gösterici geçtiğini belirterek şunları söyledi: “2025 yılına dair bir değerlendirme yapma ve 2026’ya yönelik projeksiyonumuzu ortaya koyma fırsatı bulduk. Bu değerlendirmeyi de değerli ekonomist Ali Ağaoğlu’nun ve Vahap Munyar’ın yerinde sunumları eşliğinde, soru-cevap formatında gerçekleştirdik.”
Toplantının bilinçli olarak geçmiş sorunları tekrar etmeye odaklanmadığını ifade eden Salıcı, sektörün artık bu aşamayı geçtiğine dikkat çekti. “Toplantıda özellikle 2024 ve 2025 yıllarında yaşanan sorunları uzun uzun ele almadık. Çünkü biz artık sorunları biliyoruz. Bundan sonra asıl konuşmamız gereken konu; bu sorunlara karşı ne yapacağımız.”
“2026’da sektörü ne bekliyor?”
Toplantının temel çıktısının geleceğe dönük bir yol haritası olduğunu vurgulayan Salıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu doğrultuda toplantının ana çıktısı da, 2026 yılında sektörümüzü nelerin beklediği ve yeni dönemde nasıl bir yol haritası izlememiz gerektiği üzerine oldu. Oldukça verimli, yol gösterici bir toplantı gerçekleştirdik.”
“Artık çözüm konuşma zamanı”
Pandemi sonrası dönemde sektörün ciddi bir baskı altında kaldığını hatırlatan Salıcı, 2024 ve 2025 yıllarının da bu açıdan kolay geçmediğini ifade etti. Ancak yeni dönemde bakış açısının değişmesi gerektiğinin altını çizdi. “Pandemiden sonra sektörümüz için zorlu bir süreç yaşandı. 2024 ve 2025 yılları da bu anlamda oldukça sıkıntılı geçti. Ancak artık sorunlardan ziyade çözümlere odaklanmak zorundayız.”
“Dönüşüm kaçınılmaz”
2026 ve sonrasına yönelik en kritik başlığın dönüşüm olduğunu vurgulayan Salıcı, bu dönüşümün yalnızca üretimle sınırlı olmadığını söyledi. “Bugün dünyada her alanda ciddi bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Sektörümüzün de bu dönüşümün dışında kalması mümkün değil. Bu nedenle birinci ve en önemli başlık kesinlikle dönüşüm.”
Dönüşümün zihniyet ve iş yapış biçimlerini de kapsaması gerektiğine dikkat çeken Salıcı, “Burada sadece üretimi değil; zihniyetimizi, bakış açımızı, iş yapış şekillerimizi dönüştürmemiz gerekiyor. Artık geçmişe bakarak, eski alışkanlıklarla yol alamayız. Geleneksel bir yapımız var ve dönüşümün farkındayız; ancak bu sürece uyum sağlama konusunda biraz geç kaldığımızı da kabul etmemiz gerekiyor.”
“Miktar değil, değer rekabeti”
Salıcı’ya göre sektörün geleceğini belirleyecek ikinci temel unsur, üretimde değer odaklı yaklaşım. “Artık miktar bazlı rekabetin dönemi kapandı. Coğrafi ya da fiyat üzerinden yapılan rekabet sona erdi. Bundan sonra tamamen değer bazlı rekabetin ön plana çıktığı bir dönemdeyiz.”
Katma değer, markalaşma ve farklılaşmanın zorunluluk haline geldiğini vurgulayan Salıcı, ucuz ürün modelinin sürdürülemez olduğuna işaret etti. “Katma değer üretmek, markalaşmak ve farklılaşmak zorundayız. Özellikle ucuz ürünler üzerinden rekabet modeli artık iflas etmiş durumda. Türkiye, son yıllarda maliyetler açısından ne yazık ki ucuz bir üretim ülkesi olmaktan çıktı. Bu da bizi doğal olarak değer rekabetine yönelmeye zorluyor.”
“Moral ve motivasyon sektörel sermayedir”
Salıcı’ya göre dönüşüm ve değer üretimi kadar önemli bir diğer unsur ise sektörün kendi motivasyonunu koruması. “Üçüncü ve belki de en az diğerleri kadar önemli başlık ise işimize sahip çıkmak, yani moral ve motivasyon. Sektör olarak güçlü bir motivasyona ihtiyacımız var.”
Dayanışma ve inancın korunmasının önemine dikkat çeken Salıcı, “İnancımızı, heyecanımızı ve dayanışma ruhumuzu kaybetmeden yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Moral ve motivasyonumuzu yüksek tutabildiğimiz takdirde; dönüşüm ve değer odaklı üretimle birlikte sektörümüzün 2026’ya çok daha hazır bir şekilde gireceğine inanıyorum.” dedi.
Toplantı, ayakkabı yan sanayi sektörünün yeni dönemde atması gereken adımlara ışık tutarken, 2026’ya yönelik stratejik dönüşüm ihtiyacını da güçlü biçimde ortaya koydu.