Temmuz ayında Türkiye genelinde mobilya, kâğıt ve orman ürünleri ihracatında düşüş gözlemlenirken, Akdeniz Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB), yüzde 16’lık artışla öne çıktı. Irak ve Almanya, AKAMİB’in en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında yer alırken; Suriye ve Gürcistan gibi komşu pazarlarda yaşanan sıçrama dikkat çekti. Suriye’ye ihracat yüzde 177, Gürcistan’a ise yüzde 138 oranında arttı.
AKAMİB Yönetim Kurulu Başkanı Onur Kılıçer, ihracatın sürdürülebilirliği açısından reel sektöre destek veren politikaların önemine değinerek, "Finansal koşulları iyileştiren ve üreticiyi önceleyen adımların bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz." açıklamasında bulundu. Türkiye genelinde mobilya, kâğıt ve orman ürünleri ihracatı temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,2 azalarak 691 milyon 79 bin dolar olarak gerçekleşti.
Sektörün yılın ilk yedi ayındaki ihracatı ise 4 milyar 508 milyon 570 bin dolara ulaşarak, 2024’e göre yüzde 0,7 oranında artış gösterdi.Öte yandan AKAMİB, temmuz ayında 84 milyon 315 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi ve Ocak-Temmuz döneminde toplam 548 milyon 81 bin dolarlık ihracatla yüzde 11’lik bir büyüme yakaladı.
Suriye ve Gürcistan’da İhracat Patlaması
Türkiye mobilya sektörünün temmuz ayındaki ihracatında öne çıkan ilk beş ülke; Irak, Birleşik Krallık, ABD, Fas ve Libya oldu. Özellikle Fas’a yapılan ihracatta yüzde 48’lik artış kaydedildi. AKAMİB’in ihracat listesinde ise Irak ilk sırada yer aldı. Irak’ı sırasıyla Suriye, Almanya, Romanya ve Libya takip etti. Temmuz ayında Birleşik Krallık’a yüzde 40, Suriye’ye yüzde 177 ve Gürcistan’a yüzde 138 oranında artış yaşandı.
“Reel Sektörün Nefes Alması İçin Yapısal Adımlar Şart”
Verileri değerlendiren AKAMİB Başkanı Kılıçer, bölge ihracatçılarının tüm zorluklara rağmen üretim ve dış pazarlarda var olma konusundaki azmini ortaya koyduğunu söyledi. Bu çabanın kalıcı hale gelmesi için, üretimi destekleyen ve rekabet gücünü artıran yapısal reformlara ihtiyaç duyduklarını belirten Kılıçer, "Merkez Bankası'nın politika faizinde yaptığı 300 baz puanlık indirim olumlu olmakla birlikte, mevcut koşullarda yetersiz kalmaktadır. Yatırım ve üretim maliyetlerinin baskısı altında kalan reel sektörün nefes alabilmesi için bu adımların daha kararlı ve hızlı şekilde sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kılıçer, uzun vadeli ve uygun koşullarda sağlanacak finansmana olan ihtiyacın altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı: "Bu tür politikalar, sadece firmaların sürdürülebilirliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye’nin ihracat kapasitesinin korunmasına da katkı sunar. Üretimin devamlılığı ve dış pazarlardaki rekabet gücümüz için finansal koşulların iyileştirilmesi artık kaçınılmazdır."