İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında karbon emisyonlarını azaltma baskısı ve uluslararası tedarik zincirlerinin karbon nötr üretim beklentisi, birçok sanayi kuruluşunu hızlı bir şekilde yakıt dönüşümüne yönlendiriyor. Ancak bu dönüşümün çoğu zaman yeterli analiz ve planlama yapılmadan gerçekleştirilmesi, hem ekonomik hem de çevresel riskleri beraberinde getiriyor. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, “Karbon nötr olmak isteyen işletmeler, ihracat pazarlarını kaybetme korkusuyla ani yatırımlar yapıyor. Ancak bu yatırımlar çoğunlukla plansız olduğu için kısa sürede işlevsiz hale geliyor, milli servet kaybına neden oluyor” dedi.
Sanayide karbon emisyonlarını sınırlamaya yönelik Avrupa Birliği’nin uygulamaya aldığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve diğer emisyon regülasyonları, birçok sektörde dönüşüm baskısını artırıyor. Tekstil, otomotiv, kimya gibi ihracatçı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, karbon ayak izlerini azaltmak için yakıt dönüşümüne yönelirken, bu sürecin stratejik bir planlamaya dayanmaması ciddi sorunlara yol açıyor. Ünlü’ye göre, enerji verimliliği sağlanmadan yapılan ekipman yatırımları, beklentileri karşılamıyor ve kısa sürede atıl hale geliyor.
Ünlü, sektör temsilcilerini daha bütüncül ve uzun vadeli bir yaklaşıma davet ederek, “Firmalar kömürden doğal gaza, ardından elektrikli kazanlara, sonrasında ise ısı pompalarına geçiş yapıyor. Bu yatırımlar 20’şer yıllık ömürleri olan dört ayrı ekipman anlamına geliyor. Yani aslında 80 yıla yayılması gereken bir yatırım, sadece 4 yılda tamamlanıyor. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da büyük bir israf. Üstelik çoğu yatırım yabancı menşeli firmalardan yapılıyor. Bu da Türkiye’yi adeta plansız bir enerji ekipmanları mezarlığına dönüştürüyor” ifadelerini kullandı.
EYODER Başkanı, karbon nötr üretim hedefinin işletmeler için bir zorunluluk olduğunu ancak bunun panik halinde değil, enerji verimliliği odaklı, raporlanabilir ve kademeli bir stratejiyle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
“Tedarik zincirleri plan ve raporlama talep ediyor”
Ünlü, uluslararası tedarik zincirlerinin önceliğinin anlık yatırım değil, stratejik planlama ve düzenli raporlama olduğunun altını çizdi. Avrupa Birliği’nin 2050, Türkiye’nin ise 2053 yılı için karbon nötr hedefi koyduğunu hatırlatan Ünlü, “Ülkeler bile uzun vadeli hedefler belirlemişken hiçbir uluslararası tedarik zinciri, firmalardan emisyonlarını bir gecede sıfırlamasını beklemiyor. Beklenen, dönüşüm sürecine dair net bir yol haritası sunulması ve bu yolculuğun şeffaf biçimde raporlanması. Örneğin; ilk iki yılda enerji verimliliği yatırımlarının tamamlanması, beşinci yılda yakıt dönüşümüne yönelik adımların atılması, onuncu yılda emisyonların yüzde 50 azaltılması gibi hedefler ortaya konulmalı. Süreç boyunca atılan her adım; yani yapılan çalışmalar, alınan teklifler ve imzalanan sözleşmeler düzenli olarak raporlanmalı. Bu yaklaşım hem kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar hem de firmaların gereksiz ve kısa ömürlü yatırımlarla teknoloji çöplüğüne dönüşmesini önler” dedi.
“Enerji verimli hale gelmeden yakıtı dönüştürmek boşa yatırım”
EYODER Başkanı Ünlü, yakıt dönüşümü için acele karar verilmemesinin bu alanda hiçbir plan-proje yapılmaması anlamına gelmediğinin altını çizdi. Ünlü şöyle devam etti; “Bir işletmenin enerji verimli hale gelmesi uzun ve çok aşamalı bir süreç. Yakıt dönüşümü de enerji verimliliğinin bir parçası ve sırası gelindiğinde muhakkak yapılmalı. Ancak yakıt dönüşümünden önce işletmelerin tasarruf ederek tüketimlerini azaltmaları ve enerji verimli hale gelecek yatırımlar gerçekleştirmeleri gerekiyor. Bir fabrikayı enerji verimli hale getirmeden yapılan yakıt dönüşümü ve yenilenebilir enerji yatırımları, doğru sırayla planlanmadığında hem gereğinden büyük yatırımlara yol açabilir hem de beklenen etkiyi yaratmayabilir. Hiç kuşkusuz fabrikanın çatısına güneş enerjisi koymak elektrik maliyetini düşürür. Ama bunun öncesinde tüketimi azaltmaya yönelik çalışmalar yapılmazsa emisyon yine yüksek çıkacaktır. Dolayısıyla önce tasarruf ve verimlilik adımlarıyla tüketimi azaltmak, ardından yakıt dönüşümü ve yenilenebilir enerji yatırımları yapmak, yani yol haritası doğrultusunda ilerlemek stratejik olarak doğru bir yaklaşım olacaktır.”
“Plansız yatırımın maliyeti yaklaşık 40 milyon lira”
Ünlü, plansız yatırımların işletmelere maliyetini bir örnek üzerinden şu sözlerle anlattı; “Orta ölçekli bir tekstil işletmesini ele alalım. Bu işletme kömürden çıkıp doğal gaza geçmek için 3 milyon TL civarında yatırım yapıyor. Ardından elektrikli kazana geçerken 7 milyon TL, ısı pompası için de 30 TL civarında harcıyor. Yani yaklaşık 40 milyon TL'lik yatırımın büyük bölümü kısa sürede atıl hale geliyor.”
“Bugünün değil, önümüzdeki yılların teknolojilerine yatırım yapın”
Ünlü, enerji dönüşümüne yönelik teknolojilerin sürekli olarak geliştirildiğine dikkat çekerek, “Enerji ekipmanları teknolojisinde önemli gelişmeler yaşanıyor, dünyanın önde gelen firmaları bu alanda yeni ve gelişmiş ürünler geliştiriyor. Dolayısıyla halihazırda teknolojilerini yenileyen firmalar bunları kullanmaya devam etmeli. Ancak henüz bu dönüşümü yapmayan firmaların bugünün teknolojisine yatırım yapmak yerine uzun vadeli yatırımlar yapmaları daha doğru bir adım olacaktır. Bu süreçte firmalar, bu alanda tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, tecrübe ve bilgi birikimi yüksek enerji hizmet şirketlerinden destek alabilir” şeklinde konuştu.